Karşı kıyıdaki füzelerin ışığına inat Gazimağusa’da sanatın ışığı
Diğer
28 Haziran 2025
Doğu Akdeniz’in kadim liman şehri Gazimağusa, bir yanda tarihin yüküyle diğer yanda geleceğin umut ışığıyla yaşayan ve bunu kaybetmeyen benzersiz bir şehir.
Daha geçen hafta İran ile İsrail arasındaki savaşta fırlatılan füzelerin ışığı gece vakti Mağusa semalarından bile görüldü. Ama canım Mağusa halkının “Gül gibi yaşamak dururken neden dövüşür bu insancıklar?” diyerek izlediğini hayal etmem zor değil.
Orta Doğu’da savaş kasırgaları koparken, onlara dönük coğrafi yüzüyle Mağusa sanatla nefes alıyor. Bunları yazarken şu söze yürekten inanasım geliyor: “Dünyayı savaş değil, sanat kurtaracak.” Bilimsel araştırmalar da sanatın ve özellikle müziğin birey ve toplum üzerinde iyileştirici gücünü doğruluyor: 2022’de Harvard Health Publishing’de yayınlanan bir analizde, müziğin araştırmaya katılan kişilerin ruh sağlığını ve yaşam kalitesini belirgin biçimde yükselttiği ortaya koymuş.
Bilmeyenler için güzel Mağusa’dan kısaca bahsetmek isterim. Şehrin kalbinde, gotik mimarisiyle görkemli bir Katolik katedrali iken Osmanlı fethinden sonra camiye dönüştürülen Lala Mustafa Paşa Camii yükselir ki ilk oraya âşık olmuştum… 14. yüzyılda inşa edilmiş bu yapının haşmetli duruşu, Mağusa’nın tarihî zenginliğinin ve kültürel katmanlarının simgesi gibi.
Shakespeare’in Othello trajedisine adını veren Othello Kalesi ise limanı koruyan surlarıyla şehre asırlardır bekçilik yapıyor. Namık Kemal, “Vatan Yahut Silistre” oyunuyla yarattığı etki nedeniyle 1873’te bu şehirde yıllarca sürgün hayatı yaşamış; bugün o zindan, Lala Mustafa Paşa Camii’nin birkaç adım ilerisinde müze olarak yer alıyor. Gazimağusa Belediye Başkanı Dr. Süleyman Uluçay, 1964 yılında iki toplum arasında yaşanan çatışmaların ardından ailesiyle birlikte Mağusa’ya göç etmiş ve çocukluğunu bu surlar arasında geçirmiş. “İlkokul ve ortaokulu burada tamamladım; kısacası bu şehirde büyüdüm. O yıllarda Suriçi bölgesi Türklerin ağırlıklı yaşadığı, kentin merkezi konumundaydı. Çocukluğumuzun büyük bölümü bu sokaklarda geçti. Bugün binlerce turistin hayranlıkla gezip fotoğrafladığı tarihî eserler, bizim için oyun alanıydı. O surların arasında saklambaç oynar, tarihî yapılar arasında hayaller kurardık. Bu eserler bizim çocuk parkımız, yaşam alanımızdı,” diye anlatıyor Uluçay, Mağusa’da büyümenin ayrıcalığını vurgulayarak.
İnsanlarına gelecek olursak, hayatı aceleye getirecek kadar önemli hiçbir şeyin olmadığını, ninesinden torununa, en zengininden en fakirine insanların aynı masada nasıl koşulsuzca mutlu olabildiğini orada görmüştüm. Mağusa genç nüfusuyla güzel insanların yaşadığı, üreten bir şehir. Kıbrıs dendiğinde daha çok lüks oteller akla gelse de Gazimağusa için ön planda olan tarih ve kültürün gölgesinde gelişen günlük yaşam. “Gazimağusa, KKTC’nin diğer şehirlerinden farklı olarak çalışan, üreten insanların, işçilerin, öğrencilerin kenti. Burada beş yıldızlı oteller yok; tarihle, kültürle ve sanatla iç içe yaşayan bir ruh var,” diye altını çiziyor başkan Uluçay. Kendisinin Mağusa doğumlu........
© T24
