menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Gerçekleri kim çaldı?

15 0
27.04.2025

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

27 Nisan 2025

Bir zamanlar hakikat vardı.

Doğruyu yanlıştan ayırmak, en azından çoğu zaman, mümkündü.

Bugün ise deprem olduğunda, depremi değil de hangi bilim insanına inansak diye tartışıyoruz. Seçimde kimin kazandığına değil, kimin seçimi iptal ettireceğine bakıyoruz. Bir bakan konuştuğunda söze değil, niyetine odaklanıyoruz. Gerçek, nesnel bir olgu olmaktan çıktı; duygulara, pozisyonlara, korkulara, aidiyetlere göre eğilip bükülür hale geldi. Hakikat, her gün kimin ağzından çıktığına göre değişiyor.

İstanbul’da 15 saniyelik sarsıntının ardından kırılan yine sadece fay olmadı, değil mi? Uzun zamandır içimizde biriken kırılganlık, bu kez daha görünür hale geldi: Gerçeğin ikamesiyle, hakikatin manipülasyonuyla, toplumsal bir epistemik krizle karşı karşıyayız. Epistemik kriz, en genel anlamıyla, bilgi üretme, bilgiye ulaşma ve bilgiyi doğrulama mekanizmalarının çöktüğü durum. Toplumsal epistemik kriz ise, bu çöküşün bireysel değil, kolektif ölçekte yaşanması… Yani sadece insanlar değil, toplumun bütünü, neyin doğru, neyin yanlış, neyin gerçek, neyin sahte olduğunu ayırt edemez hale geliyor. Evet tam olarak biz...

Deprem, yerin altındaki gerilimden çok, zihinlerdeki gerilimi ortaya çıkarması açısından önemli. Depremin hemen ardından ekranlara, sosyal medyaya ve uzman görüşlerine yayılan yorumlar, hakikatle bağlarımızın nasıl zayıfladığının da kanıtı. Zaten, deprem sadece jeolojik değil, sosyolojik bir tetikleyici.

Prof. Dr. Naci Görür bu depremin beklenen İstanbul depreminin habercisi olduğunu söyledi. Naci Hocayı dinleyenler sokaklarda sabahladı; perişan oldu.

Prof. Dr. Ahmet Ercan da büyük depremin geliyorum dediğini, ama henüz vakti gelmediğini açıkladı. Ahmet hocayı dinleyenler ise uzun süre ne yapacaklarına karar veremedi; önce evde kalmaya çalıştılar, sonra arabada sabahlamaya razı oldular, en sonunda da çareyi eve geri dönmekte buldular galiba.

Prof. Celal Şengör “Vakit daraldı. En mantıklı adım, şehri terk etmek” deyiverdi. Çok korktuk, fena korktuk. Celal hocayı ciddiye alanlar, arabalarına atlayıp İstanbul’u terk etti, fay hattında olmadığını düşündükleri neresiyse artık oraya........

© T24