‘Martı Mıyım’ hakikatle bağdaşmayan tiyatro anlayışından gündelik olana süzülüyor!
Diğer
28 Nisan 2025
Tiyatro Bereze yapımı ‘Martı Mıyım’ Anton Çehov’un klasik eserinden esinle Elif Temuçin’in yenilikçi ve cesur tercihleriyle alışıldık olanın dışına taşıyor. Hatta öylesine taşma ve taşırma üzerine kurulu bir anlatım var ki oyun sırasında ‘posssstmodeeeeernnn’ diye hem açıklamasını hem de açıklamanın yetersizliğiyle içinde olduğu mecrayı alaya alıyor. Dramatik yapıyı parçalayarak söylem merkezli (logosentrik) tiyatroyu sorguluyor ve bizatihi anlatı ve temsile dair icatlara soyunuyor.
Oyuncu kadrosunda her biri kendini defalarca ispatlayan çok samimi, mütevazi ve bir o kadar da profesyonel gerçekten tiyatro emekçisi starlar var ve bir bütün oluşturmayı kolaylıkla başarıyorlar. Sezin Akbaşoğulları, Sanem Öge, Tolga İskit, Nazlı Bulum ve Erkan Uyanıksoy sadece metne hizmet eden bir performanstan değil yapıyı sürekli bozan, aşan, yeniden kuran ve kendilerinin bu eylemlerini de yeren çok kaygan ve bıçak sırtı bir iş kotarıyorlar. Repliklerinin hakkını verirken bedenlerini tersinleyerek tezat anlamlar doğuran yapıyı taşımak hiç kolay olmasa gerek. Çünkü tek boyutlu bir mizahtan beslenmeyen bir yapı söz konusu ve bu yapı sık sık bir oyun hamuruna çevrilip çok oyuncaklı anlam taşırmalarıyla sürekli yeni boyutlar doğuruyor. Üstelik tüm bunlar çok basite indirgenerek iyice zorlaştırılıyor aslında. Bir örnekle açıklamak gerekirse dördüncü duvar oyun boyuncu aralıksız tuz buz edilerek yıkılırken tekrar tekrar inşa ediliyor ki artık bu eylemin kendisi dahi başlı başına bir kanal yaratıyor.
Oyuncular bu kanalı bazen araf, bazen esas bazen de tamamen oyunun içi ya da dışı şeklinde tanımlarken alışageldik temsil formüllerini çürüterek zarif, ironik........
© T24
