İki çocuk ve iki hikâye hakkında 150 sivil toplum örgütü ne diyor?
Diğer
05 Ağustos 2025
"Yaşı kaç olursa olsun;
17 veya 27, katil kim olursa olsun, bir zamanlar bebek olduklarını biliyorum.
Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan
Hiçbir şey yapılmaz kardeşlerim..."
Rakel Dink, 23 Ocak 2007
Giriş
Fotoğrafta iki çocuk görüyoruz; ilki kaykay kaymayı seven, çocukluğunu yaşamaya çalışan çocuk. İkincisi, çocukluğunu yaşamadan acımasız yetişkin dünyasına katılarak suça sürüklenen bir çocuk. İkinci çocuk ilk çocuğu ağır yaraladı ve ölümüne yol açtı. Duyguların bir politikası var; ilk çocuğa bakarken sevgi üretiyoruz, ikinci çocuğa ise öfke duyuyoruz, diğer çocuğun yaşam hakkını elinden aldığı için. Yaşamını yitiren Mattia’nın annesi, babası, arkadaşları, sevenleri, onu tanıyan ve tanımayan, olayı öğrenenler acı çekiyorlar. Bunlar ilk tepkilerimiz! Bu fotoğraflar arasında, iş yolunda, işyerinde, işten kaçarken yaşamını yitiren bir çocuk işçi fotoğrafı da olsaydı, çocukluğunu yaşamadan ağır yetişkin rolleri üstlenmiş çocuktan söz etmiş olacaktık. Nitekim bu da oldu! Ustasının peşinden koşarak yakalayıp öldürdüğü 12 yaşında çocuk haberi düştü internet mecralarına, yine çok üzüldük. Masum bir şakanın ölümle bittiği gerçek bir olay. Bir çocuk işçi diğer işçi çocuğu katletmiş olsaydı, ikisini çalışmaya iten yoksulluğu, çocuk yoksulluğunu mümkünken önlemeyen yöneticilere öfkemizi yöneltecektik.
Yetişkin ya da çocuk, bir vesileyle gittiği bir mekânın ve o mekânda bulunduğu zaman diliminin ölümüne yol açabileceğini düşünmez, esas olan yaşamdır çünkü. Ahmet de bit pazarına doğru yola çıktığında bu duygu durumu içindeydi muhtemelen, kaykay malzemesi alacaktı nihayetinde. 15 yaşındaki Mattia Ahmet, 24 Ocak’ta arkadaşlarıyla Hasanpaşa Mahallesi’ndeki bit pazarına gitti. Orada Ahmet ile B.B. ve U.B. karşılaştı, iki ayrı kültürün karşılaşmasıydı bu! Kötü bir karşılaşma! Aralarında tartışma çıktı. Tartışmadan sonra ne kadar zaman geçti bilmiyoruz, B.B:’nin aklından geçenleri de. B.B. Minguzzi’yi pazardan ayrılırken bıçakladı.[1] Ağır yaralanan Mattia Ahmet hastaneye kaldırıldı, ancak yaşamını yitirdi. Mattia Ahmet Minguzzi’nin annesi, babası, arkadaşlarının ve tüm sevenlerinin acısını derinden paylaşıyoruz. Yaşam hakkı en temel haktır. Mattia Ahmet’in yaşam hakkını savunamadık. Olay yerinde, B.B.’yi engelleyemedik, öncesinde onu suça iten koşulları geriletemedik.
Olay yerinden kaçan iki saldırgan yakalanarak tutuklandı. Yakalanan iki sanık, ‘çocuğa karşı kasten öldürme suçundan’ 24 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyor.[2] Minguzzi ailesini tehdit ettiği için beşi 18’in yaşın altında altı kişi gözaltına alındı. Suç dosyası kabarık bir mahalleliliğin içinde çocuklardan oluşan gruplaşmalar var. Bu arada Mattia’nın anne ve babası çeşitli tehditler almaya devam etti. Aileye tehdidin dozunu yükseltmek için olsa gerek 67 yaşındaki D.A. çocuk Minguzzi’nin mezarını tahrip etti, bu davranışından dolayı iki buçuk yıl hapis cezası aldı.[3] Mattia Ahmet’i tanıyoruz, ancak B.B.’nin yaşam öyküsüne ve toplumsal çevresine ilişkin psiko-sosyal bir çalışmaya gereksinme var. Yaşadığı mahallenin yaşam kodlarının içinden B.B.’nin çocuk iradesi ve tercihi açığa çıktı. Bıçak taşıma tercihi, bıçağı bir bedene saplama tercihi, ilk etapta yaptığı davranışın yanlışlığına dair çok az belirti göstermesi, Ahmet’in ebeveynlerinin acısını anlamaması…
Milyonlarca yetişkin yanında kesici ve delici bir alet taşımazken bir çocuk neden yanında kullanmak üzere hazır bir bıçak taşır? Tekin olmayan koşullarda yaşadığı için. Maruz kaldığı veya neden olduğu saldırılara karşı korku, yaşamının ayrılmaz bir parçası olduğu için. Bir çocuk neden bir tartışmanın ardından başka bir çocuğu bıçaklamayı aklına getirir ve bunu uygular? Neden Ahmet’in yaşamasından yana başka bir tercihi kullanmayı düşünmez? Yaşamının olağan akışı içinde bıçaklama, yaralama, dövme gibi şiddet dolu eylemler sıkça konuşulduğu ve uygulandığı için. B.B.’nin bulunduğu toplumsal alanın içinde fiziksel şiddete, yaralamaya, öldürmeye karşı bir aşinalık geliştirilmiş olabilir mi? İlk bakışta görülüyor ki 15 yaşında bir çocuğun mezarını tahrip edecek kadar akıl ve duygu yoksunu yetişkinlerin yanında yetişen ve suça sürüklenen çocuklar bunlar.
Mattia Ahmet Minguzzi’nin yaşamını yitirmesi, kamuoyunu derinden sarstı, Ahmet’in fotoğrafını gören her kişi kaybın acısını derinden hissetti. “Keşke, keşke o ölümü getiren karşılaşma olmasaydı!” dedik. İlk bakışta görünenin bir yüzü bu! İkinci yüzü, Mattia Ahmet’i öldürenin de bir çocuk olması! “B.B. çocuk değil, katil! dense de o bir çocuk! Suça sürüklenen bir çocuk! Ancak konunun çok daha derin olduğunu, çocuk tanımının siyasal iktidarın kimi hedeflerine uygun biçimde değiştirilebileceğini öngören ve tetikte olmak gerektiğini ileri süren tartışmalar da devam ediyor ve kamuoyu “suç ve ceza”, bu olaya özgü olarak da “suça sürüklenmiş çocuk ve onarıcı adalet” olarak ikiye ayrılmış durumda.
Olay genel olarak çocuk suçluluğu üzerinden “suçlu çocuklar” ve “suça sürüklenen çocuklar” bağlamında tartışılıyor. Hem yaşamını yitirenin hem de yaşama hakkını çocuğun elinden alanın çocuk olması durumunda bu tartışmaların olması kaçınılmaz. Birinci görüşe göre, çocukların toplumsal çevresi ve suç örgütleri, cezaları daha düşük olduğu için çocukları suça erken yaşta sürüklüyorlar, bu nedenle cezalar artırılmalı” diyorlar. İkinci görüşe göre, Türk Ceza Kanunu suça sürüklenmiş çocuklar için zaten ağır hükümler içeriyor. Bu nedenle var olan cezayı ağırlaştırma yerine onarıcı adalet mekanizmalarını hayata geçirerek çocukları suça sürükleyen ortamlardan uzak tutmak ve bu ortamları doğuran koşulları ortadan kaldırmak üzerine odaklanılması gerektiğini öne sürüyor.
İlk tepkileri gerile bırakıp “bir çocuğun nasıl yaşabileceği” üzerine odaklandığımızda hukuksal ve pedagojik daha ileri tartışmalar sürdürebiliriz. Tartışmalarda pusulamız, bir daha hiçbir çocuğun, Mattia Ahmet Minguzzi gibi, bir cinayetin mağduru olmaması için neyin yapılabileceğidir. B.B. işlediği bu cinayetle, başka bir çocuğun yaşam hakkını elinden aldığı için mevcut çocuk hukuku içinde cezalandırılarak ve toplumun üzerinde yarattığı yaraları sağaltarak ve bu hasarların kişiliğinde bıraktığı derin izleri hafifletmek için mücadele ederek geleceğini inşa edecek. Mattia Ahmet’in anne ve babası, sevgili çocuklarını anılarında yaşatmayı keder içinde de olsa sürdürecekler. Bu olaydan sonra çocuklara yaralanmamış, haklarına değer verilmiş, sevgi ve saygı görerek yetiştirilmiş çocukluk anıları bırakacak bir çocuk hukuku, hak temelli bir çocuk adalet sistemi için mücadele vermek gerekiyor.
Gelişim sürecinde olduklarından dolayı çocukların deneyim ve bilgi yoksunluğu nedeniyle doğruyu ve yanlışı, iyiyi ve kötüyü, güzeli ve çirkini ayırt etmede güçlükler yaşadıklarını gözlemleriz. Küçük bir çocuğun elini sobaya değdirdiğinde yanacağını bilmemesi gibi. Evde dolu bir silahın neye yol açacağını öngörememek gibi… Olabilecek olayların sonuçlarını öngörememek yetişkinlerde de olsa da çocuklarda daha çok karşılaşılıyor. Belki çocuklar gördüğü şeyleri anlamayacak kadar küçükler, ama anıların kendisinde bıraktığı izleri anımsarlar.
Çocukların olaylar karşısında verdikleri cevaplar büyük ölçüde daha önceden edindikleri bilginin, aldıkları eğitimin ve yaşantıların uzantısıdır. Muhakeme yeteneği henüz tam gelişmemiş çocuğun suç işlemesi veya suça sebebiyet vermesi olayın hukuksal olarak incelenmesinin yanında pedagojik olarak değerlendirilmesini de gerektirir. Bu nedenlerden........
© T24
