menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Öncelik Suriye’ye yeniden müdahale olmamalı

38 21
28.07.2025

Diğer

28 Temmuz 2025

Suriye’ye yeni askerî harekât olasılığı:

Son günlerde, aniden ve neden olduğu bilinmeden, bilinse de söylenmeden Suriye’ye yeni bir askerî müdahalenin sözlü işaretleri dolaşıma sokuldu. Önce, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın, ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ağızlarından muhatabı belirsiz bir “böldürmemek için müdahale” uyarısı çıktı. MSB de Şam’dan “davet alındığını” açıkladı. Sonra da AKP Sözcüsü Ömer Çelik bu çıkışı sürdürdü.

O arada Paris’te Fransa Dışişleri Bakanı JM Barrot’nun evsahipliğinde Suriye Geçiş Dönemi Devlet Başkanı Ahmet El Şara ve SDG Komutanı Mazlum Abdi ile üçlü toplantı yapılacaktı. Abdi’nin Fransa Cumhurbaşkanı Macron tarafından da kabul edileceği duyurulmuştu. Belki, Türkiye’nin amacı yalnızca en üst perdeden bir müdahale uyarısıyla Abdi’nin bu toplantıya katılmasını önlemekti.

Zira, sonuç olarak Abdi Fransa’ya hiç gidemedi. Bunun yerine ABD’nin aynı zamanda Suriye Özel Temsilcisi olan Ankara Büyükelçisi Tom Barrack’la Şara ve Barrot üçlü olarak bir araya geldi. Şara da adını koymadan SDG’ye yönelik “silâhların ucunda barış ve bütünleşme görüşmesi yapılamayacağı” yollu bir eleştiride bulundu. Bu eleştiri de bir bakıma MSB’nın “davet” açıklamasını tamamlamış oldu.

Dürzi-Bedevi çatışmasının sonuçları:

Sözkonusu diplomasi yani “salon” gelişmeleriyle eş zamanlı olarak alanda da gerginlik arttı. Şam’ın güneyinde Süveyde merkezli İsrail’e sınırdaş bölgede Dürzilerle Bedeviler çatıştı. Daha önce 1300 Arap Alevinin ölümüyle sonuçlanan olaylarda olduğu gibi bu defa da Şam’ın müdahalesi Dürzileri yatıştırmadı.

Aksine, üç akil rehberden Hikmet el Hicri dışındaki ikisi Şam yanlısıyken çatışmalar ve müdahaleler sonunda Dürziler tümüyle Şam’daki yeni yönetime karşı tutum aldı. Zira, artık Suriye üniforması giyseler de kafaları değişmeyen eski HTŞ militanları olayları yatıştırmada Bedevi yanlısı, mezhepçi, ayrımcı ve şiddete dayanan yöntemler benimsedi.

İsrail de havadan Dürzilerden yana müdahale etti. Barrack ise Şara’ya kapsayıcılık uyarısında bulunmak zorunluluğunu duydu. Sonuç olarak Dürziler kendi bölgelerinde üzerlerine Suriye üniforması giymelerine de gerek kalmadan iç güvenlik başta fiili bir özerklik elde etti. Varılan uzlaşıyı korumak ödevini doğrudan ABD üstlendi. İsrail kendine sınırdaş alana ağır silâh ve zırhlı araç sokulmasını önlemiş oldu.

Bilahare çıktığı TV yayında Fidan önce ABD Büyükelçisi Barrack’ı övgülere boğdu. Sonra Suriye konusunda “illa ben güç kullanmaktan bahsetmiyorum”, “her türlü senaryoya hazırız” gibi ılımlı ifadelerle önceden çaldığı ezgiyi değiştirdi. Herhalde Abdi’nin Fransa’ya gidememesi gibi marjinal bir çıktı, koskoca Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eden dışişleri bakanı olarak onu ziyadesiyle tatmin etti.

Suriye ve Kürt politikalarında tutarsızlıklar:

Oysa, Suriye’nin gerçekleri ortada: Şara’nın alternatifi yok. Buna karşılık İslamcılardan en çok cihatçılıktan pragmatikliğe dönüşmeleri beklenebileceği ama........

© T24