Orman yangınları (2): Aşırı sıcaklardan ölümler: sırada kimler var?
Diğer
05 Ağustos 2025
Türkiye’de çıkan orman yangınlarını ele aldığımız ilk bölümde bu yangınların nedenleri konusunda esas olarak; “ormanların özelleştirilmesi (orman içi özel yapılaşma)”, “ormansızlaştırma”, “ormanların köylülere kapatılması”, “ormanları inşaat rantına açmak için yapılan sabotajlar” ve “özel elektrik iletim şirketlerinin iletim hatlarında yapması gereken ama yeterince yapmadığı bakımlar” gibi faktörlere vurgu yapıldığına dikkat çektik.
Bu faktörlerin hepsinde haklılık payı ve bu bağlamda siyasal iktidarın da sorumluluğu olduğu çok açık.
Ancak bu değerlendirmeler küresel ısınma faktörünü de gözden kaçırmamalı ki küresel ısınma konusunda iktidarın izlemekte olduğu ranta dayalı doğayı tahrip eden politikaların çok büyük payı var. Ayrıca küresel ısınma ekolojik tahribat biçiminde doğanın sömürülmesine dikkat çekerken, aynı zamanda emekçiler üzerindeki ölümcül etkileriyle emek sömürüsüne de neden oluyor.
Bugünkü yazımız küresel ısınmanın emek üzerindeki tahribatı ve alınması gereken önlemler üzerine. Ama öncelikle, İskenderun’da 40 derece (°C) sıcakta eğitim yaptırıldıkları için su kaybından cinayete kurban edilen iki askerimizi unutmayalım. Bu ve benzerleri bundan böyle açık hava da çalışmak zorunda kalan tarım işçileri, temizlik işçileri ve inşaat işçileri başta olmak üzere işçi sınıfının önemli kısmının da başına gelebilir.
Küresel ısınmada son durumu geçen bölümden alıntılayarak, bir kez daha hatırlatalım: Bu yılın ocak ayı, kayıtlara geçen en sıcak ocak ayı oldu (sanayileşme öncesi seviyelerin 1,7°C üzerinde). Haziran 2025 ise cehennem sıcaklarının bir fragmanı gibiydi.
Küresel olarak, son 12 aylık dönemde görülen hava sıcaklıklarının (Temmuz 2024- Haziran 2025) yıllık ortalaması; 1991-2020 ortalamasının 0,67°C üzerinde ve sanayi öncesi seviyeyi tanımlamak için kullanılan tahmini 1850-1900 ortalamasının 1,55°C üzerinde seyrediyor. Yani 2015/16 ve 2019/20 dönemlerinde ulaşılan 1991-2020 döneminin 0,46°C üzerindeki önceki en yüksek 12 aylık ortalamalardan çok daha yüksek.
Bu riskler çeşitlidir ve daha yüksek sıcaklıklarda giderek daha şiddetli hale gelirler. Araştırmalar, 20 °C’nin üzerinde bile iş kazası riskinin arttığını, konsantrasyon bozukluğu ve yorgunluk nedeniyle verimliliğin düştüğünü gösteriyor. Terli avuç içleri gibi önemsiz gibi görünen şeyler, işçilerin kayma veya bir şeyleri düşürme olasılığını artırabiliyor. Ancak sıcaklıklar aşırı hale geldikçe sağlık açısından daha doğrudan riskler görmeye başlıyoruz: sıcak çarpması veya bayılma riskinde artış, kafa karışıklığı ve nihayetinde ciddi organ hasarı ve hatta ölüm riski. Bunlara cilt kanseri tehlikesini de ilave etmek gerekiyor.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından geçen yıl hazırlanan, “İşyerinde Isı: Güvenlik ve Sağlık Üzerindeki Etkileri” başlıklı rapor (1), dünya genelinde daha fazla emekçinin sıcak stresine maruz kaldığı konusunda bizi uyarıyor.
Söz konusu veriler, daha önce aşırı sıcağa alışık olmayan bölgelerin artan risklerle karşı karşıya kalacağını, zaten sıcak olan iklimlerdeki çalışanların ise daha da tehlikeli koşullarla karşılaşacağını ortaya koyuyor. Genel olarak rapor, en çok Afrika, Arap ülkeleri ile Asya ve Pasifik'teki işçilerin aşırı sıcağa maruz kaldığını gösteriyor. Bu bölgelerde işgücünün sırasıyla yüzde 92,9'u, yüzde 83,6'sı ve yüzde 74,7'si etkileniyor. Bu rakamlar, mevcut en son rakamlara göre (2020) küresel ortalama olan yüzde 71'in üzerindedir. Rapora göre en hızlı değişen çalışma koşulları (Türkiye’nin de aralarında bulunduğu) Avrupa ve Orta Asya'da görülüyor. Bu bölge, 2000 yılından 2020 yılına kadar, aşırı sıcağa maruz kalmada en büyük artışı kaydetti ve etkilenen işçilerin oranı yüzde 17,3 ile küresel ortalama artışın neredeyse iki katına çıktı.
Rapor, 2020 yılında küresel çapta 4.200 işçinin sıcak hava dalgaları nedeniyle hayatını kaybettiğini tahmin ediyor. Toplamda 231 milyon çalışan 2020 yılında sıcak hava dalgalarına maruz kaldı ve bu rakam 2000 yılına göre yüzde 66'lık bir artışa işaret ediyor. Bununla birlikte rapor, küresel olarak her 10 çalışandan 9’unun sıcak hava dalgası dışında aşırı sıcağa maruz kaldığını ve aşırı sıcaktan kaynaklanan her 10 iş kazasından 8’inin sıcak hava dalgaları dışında meydana geldiğini vurguluyor. (2) (Bu durum asıl tehlikenin sıcaklıkların aşırı artmasından ziyade kapitalizmin kendisi olduğunu ortaya koyuyor).
Açık havada çalışanlar (özellikle inşaat işçileri ve temizlikçiler), aşırı sıcağa en çok maruz kalanlar. 2040 yılına kadar, (Birleşik Krallık’ta-BK) bu işçilerin bir milyondan fazlasının sadece aşırı hava olayları sırasında değil, yaz boyunca 27 °C'nin üzerindeki sıcaklıklarda çalışacak olması muhtemel. Bu durum, önlem alınmadığı takdirde kaçınılmaz olarak, ölümlere yol açacak tehlikeli bir ‘yeni normalin' oluştuğuna işaret ediyor. (3)
Geçtiğimiz aylarda Birleşik Krallık İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TUC) bu konuda bir rapor hazırlayarak uyarılarda bulundu. Rapora göre:
“Bir işyeri çok sıcak olduğunda, bu sadece konforla ilgili bir sorundan daha fazlası demektir. Eğer sıcaklık çok yükselirse sağlık ve güvenlik sorunu haline gelebilir. İnsanlar çok ısınırsa baş dönmesi, bayılma ve hatta sıcak krampları geçirir, çok sıcak koşullarda vücut........© T24
