19 Mart demokrasi hareketi ve 23 Nisan
Diğer
23 Nisan 2025
İBB Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu 19 Mart sabahı haksız ve hukuksuz şekilde[1] tutuklandı. Bu, Türkiye’de şu ana kadar görülmemiş, hem aşağıdan yukarı büyüyen hem de kurumsal parti siyasetiyle el ele verebilen bir kendi geleceğini belirleme (kendi kaderini tayin) ve demokrasi hareketlenmesi başlattı.
Eğer bu hareketlenme mevcut ivmesiyle genişlemesini, derinleşmesini ve kararlılığını sürdürebilirse.. ve ortaklaşan sembol, söylem ve somut taleplerini devam ettirebilirse.. uzun soluklu bir demokrasi hareketi olarak adlandırmak doğru olacaktır.
Böyle bir hareket Türkiye’de demokrasiyi ve milli egemenliği hiç olmadığı kadar sağlam, kapsayıcı ve tabandan yukarı şekilde yeniden inşa etmenin belirleyici gücü olabilir.
Böyle bir başarı, 1919-1923 dönemindeki kadar önemli ve belirleyici bir başarı olabilir. O dönemde iki en temel kazanımımız olmuştu. Seçme ve seçilme hakkı ve Cumhuriyet, yani bir kişi veya zümreye değil halkına ait bir devlet ve ülke. “Başka mazlum milletler yapamasa da biz yapabiliriz” özgüveni.
Peki demokrasi hareketi böyle bir rolü oynaaybilir mi? Na zaman ve nasıl başarılı olur? Nelere dikkat etmek gerekli?
19 Mart bir darbe girişimiydi çünkü bir sonraki olası Cumhurbaşkanı’nı, hatta görünen o ki ana muhalefet partisini saha dışı bırakmaya yönelikti. Niyet ve amaçları tartışmaya gerek yok, onu yapanlar düşünsün, yapılan nesnel neylem buydu, başarılsaydı sonucu bu olacaktı. Başarılı olsaydı Türkiye Putin Rusya’sı benzeri muhalefetsiz bir rejime doğru kayacaktı.
Bu büyük ihtimalle kalıcı ve istikrarlı bir rejim olmayacaktı. Nasıl mevcut iktidar tüm çabalarına rağmen şu ana dek Türkiye’de işleyebilecek yeni bir rejimi toplumsal rıza ve kurumlarıyla inşa edememişse, muhtemelen onu da kuramayacaktı. Çünkü belli ki bunun için gerekli bir rejim vizyonuna değil sadece ihtiraslarına sahip. Ama ne olura olsun sonuçları tahmin edilemez büyük bir felaket olacaktı.
Düşünün daha (ilk etapta) başarılmamış haliyle Kanal İstanbul inşaatı başladı. Yüzlerce kişi tutuklandı. Halk, İmamoğlu, CHP ve diğer partiler hemen direnmese.. Cumhurbaşkanlığı Yönetimi ve atanmış bürokrasisi bir yana, AK Parti ve MHP daha doğrudan işin içinde olsa.. kimbilir ne kararlar alınacaktı?
Halkın feraseti ve CHP’nin akıllı siyasetiyle ilk etapta bu engellendi. Ama süreç devam ediyor, mücadele daha yeni başladı.
19 Mart hareketi öncelikle ve ilk etapta, halkın hakemliğinde bir müzakere ve değişim sürecinin başlamasıyla başarılı olur. Yani otokratik iktidarın ortaya konmuş olan somut talepleri müzakere etmesini sağlayacak demokratik baskıyı sağlamakla:
Bunları halk talep edecek ama müzakeresini yapma görevi iktidara ve (halkın rızası ve denetiminde) siyasal muhalefete ait.
Zaten bir konuşma dolaylı da olsa sürüyor. Bahçeli’nin Soğuk Savaş döneminde yoğrulmuş şifreli açıklamaları ve Özgür Özel’in "Terörsüz Türkiye'ye evet, tutuksuz yargılamaya evet, TRT'den canlı yayına evet. Var mısın?" yani “3T” yanıtı bunun örneği olarak görülebilir.
Siyasette müzakere sadece konuşarak değil eylemlerle ve sembollerle de oluyor. Halk da her katıldığı protesto eylemiyle, her astığı bayrak ve attığı imzayla ve her bulduğu yeni sloganla bu müzakareye dahil oluyor ve yön veriyor.
Demokrasi hareketinin nihari amacı Türkiye’nin tam demokrasi, sosyal adalet ve hukuk devletine kavuşması olmalıdır. Bu hedefe ulaştıracak olan yeniden inşa sürecinde, müzakereyi ve dönüşümü yürüten konumda olacak........
© T24
