menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Özel üniversite akademisyenlerinin ücret sorununun çözümüne ilişkin…

22 3
21.04.2025

Diğer

21 Nisan 2025

Basında yer alan haberlere göre YÖK, 22 vakıf üniversitesine akademik personeline mevzuata uygun ücret ödemediği gerekçesiyle uyarıda bulunmuş. Aynı haberlere göre ödenmeyen ücret farklarının da geriye dönük yasal faiziyle birlikte ödenmesini istemiş.

Benim de kulağıma gelen haberler bu yönde. Birçok vakıf üniversitesinde görevli bazı akademisyen arkadaşlarımla görüştüğümde maaş sorununun devam ettiğini maalesef hâlâ duymaktayım.

Bu arada vakıf üniversiteleri halk arasında özel üniversite olarak bilindiğinden bu yazıda defalarca zikrettiğim vakıf üniversiteleri ifadesinden özel üniversiteler anlaşılmalıdır. Zira doğrusu da vakıf üniversitesidir.

Vakıf üniversiteleri ile Devlet üniversitesi öğretim elemanları arasındaki maaş farkının giderilmesi için 17 Nisan 2020 tarihinde 7243 sayılı Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun m.11 ile bir düzenleme yapıldı ve Kanun değişikliği aynı gün yürürlüğe girdi.

Söz konusu madde hükmü “Vakıf yükseköğretim kurumlarında çalışan öğretim elemanlarına, unvanlarına göre Devlet yükseköğretim kurumlarında ödenen ücret tutarından az ücret verilemez ile vakıf ve devlet üniversitesi öğretim üyeleri arasındaki maaş farkının giderilmesi amaçlandı.

Ancak Kanun değişikliği 17 Nisan 2020 tarihinde yapılmasına rağmen (duyduklarımız ve basına yansıyan haberlere göre) bazı okullarda bu eşitlik hâlâ sağlanmadı.

Kanun düzenlemesi yapıldığı dönemde birçok sorun zaten ortaya çıkmıştı ki YÖK özellikle “eşitlemenin brüt mü yoksa net ücret mi” olacak sorusunun cevabını üniversiteler lehine cevaplamıştı. Daha önemlisi kanuni düzenlemenin uygulanmaya başlama tarihi de kanunda açıkça yazmasına rağmen üniversitelerce görmezden gelindi ve YÖK’e soruldu. YÖK, bu sorunları çözmek adına bir dizi Karar aldı. Özellikle Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı Yürütme Kurulu’nun önceki Kararları ve 08.07.2020 tarihli ve 39 sayılı kararı ile bu kanuni düzenlemenin başlangıcının yeni sözleşme ile olabileceği ve ücretin net mi ya da brüt mü olacağı hususunu vakıf üniversitelerinin keyfiyetine bırakacağı yönünde görüş verdi.

Bu düzenlemelerden bazıları yargıya taşındı ve Danıştay 8’inci Dairesi öğretim elemanının lehine olacak şekilde yürütmeyi durdurma kararı verdi.

Danıştay 8’inci Dairesi tarafından verilen yürütmeyi durdurma kararının sonuç kısmı “Kanun maddesinin bertaraf edecek şekilde düzenleme yapıldığı ve Kanun ile getirilen bir hakkın kullanımının daralttığı, iş sözleşmelerinin yasanın yürürlüğünden önce zam miktarlarını belirleyecek şekilde imzalanmış olmasının da yasanın uygulanmasına gerek olamayacağından açıkça hukuka aykırı düzenleme yapıldığı sonucuna varılmıştır. Bu durumda 2577 sayılı Kanunun yukarıda belirtilen 27. Maddesinde yer alan koşulların birlikte gerçekleştiği anlaşıldığından yürütmenin durdurulması isteminin kabulüne karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.” şeklindedir.

Bu kararda normlar hiyerarşisine yer verilerek Kanunla yapılan bir düzenlemenin idari bir düzenleme ile esnetilip daraltılamayacağına işaret edilmiş. Davayı açan öğretim elemanının bulunduğu vakıf üniversitesi Danıştay’ın bu kararı uyarınca öğretim elemanı lehine düzenlemeyi yaparak aradaki farkı kişiye ödemiş.

Bu karardan sonra Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı Yürütme Kurulu 17.03.2021 tarihli ve 12 nolu Karar alarak üniversitelere gönderdi. Söz konusu Kararda “08.07.2020 tarihli ve 39 sayılı kararın Danıştay’a açılan dava sonucu yürütmenin durdurulduğunu” ifadesi ile duyurdu. Bu durumda YÖK’ün 39 nolu Kararının dikkate alınmaması gerektiği yönünde önemli bir sonuç çıkmaktadır.

Bu kararların ardından bazı üniversiteler Kanun’un emrettiği şekilde düzenlemeler yapmaya başladı ama basına yansıyan şekilde görüldüğü üzere bu sorun maalesef hâlâ devam etmektedir.

Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un Gerekçesinin 11’inci maddesinde “vakıf yükseköğretim kurumlarında çalışan öğretim elemanlarının mali haklarının Devlet yükseköğretim kurumlarında çalışan emsalleri ile eşitlenmesi öngörülmüştür.” hükmü yer almaktadır. Gerekçedeki “mali haklar” ibaresi oldukça açıktır.

Şöyle ki; Devlet üniversitesinde görevli bir öğretim elemanı ile vakıf üniversitesinde görevli bir öğretim........

© T24