Altan Öymen’e veda
Diğer
21 Temmuz 2025
Son iki yıldır “veda” sözcüğü yaşamımda çok yer kaplamaya başladı. Sevdiğim insanlara, mekânlara, anılara, alışkanlıklara veda ederken buluyorum kendimi. Geçmiş 16mm bir film olmuş, ben de izleyici… Bazen filmin içinde varım, bazen yokum. Var olmak ile yok olmak arasında sürdürüyorum yaşamı. Hüzün verici ve umutsuzluk yaratan bir durum değil, sadece değişik bir konum.
Altan Öymen’in aramızdan ayrıldığı haberini de bu ruh hali içinde aldım. Hasta olduğunu biliyordum, son ana kadar da dimdik durduğunu, “Neler geç hayamdan bu da gelir geçer” dediğini duyar gibiyim.
Geçmişe dönüyorum. Yıl 1972. 9 Mart tarihinde ordu tarafından yapılan başarısız bir darbe girişimi sonucunda 12 Mart muhtırası verilmiş ve Süleyman Demirel’in istifası ile başlayan koalisyon hükümetleri dönemi, ülkede olup bitenlerin bir numaralı sanığı olarak sol düşünceyi hedefe koymuş ve 27 Nisan’da ülke çapında sıkıyönetim ilan edilmiş.
Ben o dönemde İstanbul Üniversite’sinde öğrenciydim ve zamanın ruhuna uygun olarak sol bir fraksiyonda üyeydim. ODTÜ Üniversitesi ise gençlik hareketinin merkezi, başta Deniz Gezmiş; en militan aktivistlerin toplanma yeriydi. Ankara tam anlamıyla kaynayan bir kazandı.
Bu ortamda, yazdığı bir yazı nedeniyle çalıştığı Akşam gazetesinden atılan Altan Öymen, kendisine verilen tazminat parası ve o dönemde Günaydın gazetesini çıkaran Haldun Simavi’nin de desteği ile Ankara Çankaya'da kiraladığı iki odalı bir dairede ANKA ajansını kurdu. Sahadan topladığı verilerle basına haberler geçiyor, Türkiye’nin en eski haber ajansı Anadolu Ajansı’nın........
© T24
