Umarım ki hâkimler, hekimlerden daha iyi biliyor olsun
Diğer
08 Temmuz 2025
Gezi soruşturmasından tutuklu yargılanan menajer Ayşe Barım
27 Ocak’tan beri cezaevinde tutulan Ayşe Barım dün nihayet mahkemeye çıktı.
Mahkemedeki ilk ifadesinde “Yaşam hakkımı geri istiyorum. Ben yaşam hakkımı sizin adaletiniz ve vicdanınıza bırakıyorum” dedi.
Mahkeme ise 9 hekimin cezaevinde kalmasını yaşamsal açıdan sakıncalı bulduğu Barım’ın tutukluluk halinin devam etmesini uygun gördü.
Mahkeme heyetinin, daha önce Ayşe Barım’ın tutukluluk kararını kaldıran hâkimin başına gelenleri hatırlamıyor olması mümkün mü?
Normal şartlar altında Ayşe Barım’ın bir gün bile tutuklu kalmaması gerekirdi çünkü.
Barım ile ilgili iddianame “olsa olsa böyle olmuştur” varsayımıyla yazılmış bir iddianame.
Savcılık bir hayal kurmuş, onu gerçekmiş gibi anlatıyor.
Hatırlarsınız Ayşe Barım hakkındaki soruşturma önce iki oyuncunun reklam amacıyla birlikte olmasını sağlayarak bundan para kazandığı iddiasıydı.
Bu yolla eşcinsel bir ilişkinin maskelenmek istenildiği iddia ediliyordu.
Barım dahil, olayın kahramanları olduğu iddia edilen oyuncular önce bu amaçla sorgulandı.
Sonra ortaya çıktı ki bundan bir suç icat edebilmek mümkün değil.
Artık kimin aklına geldiyse Barım’ı, Gezi protestolarının örgütleyicilerinden birine dönüştürmek fikri uygulamaya sokuldu.
Aradan bunca yıl geçtikten sonra Ayşe Barım, “oyuncuları Gezi protestolarına katılmaya davet ederek hükümeti devirmeye kalkışmakla” suçlanıyor.
İddianameyi okuduktan sonra savcılığın hayal gücüne hayran mı olsam, gülsem mi karar verememiştim.
“Türk adalet tarihinin en tuhaf suçluları” listesinde ilk üçe girecek bir suçlamaydı bu.
İlk üçü paylaşan iki suçu Fetullahçılar, Balyoz kumpası sırasında uydurmuştu.
Birisi F 16 ile devriye gezerek Şükrü Saraçoğlu stadının güvenliğini........© T24
