menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Böyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi?

192 6
12.08.2025

Diğer

12 Ağustos 2025

Anayasa Mahkemesi önündeki adalet heykeli

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, yetki düzenlemeleri yapılarak “yargı hizmetlerinin güçlendirildiğini” söyledi. Bakanın sözlerine bakarsanız “adalet” bu sayede hızlanacakmış.

Bakan Bey benden duymuş olmasın ama yargının güçlendirilerek adalet hizmetinin kalitesinin artmasını gerçekten hedefliyorsa yapması gereken ilk iş yetki düzenlemeleri değil.

Savcıları ve hâkimleri kararlarında rahat bırakmakla işe başlamak en iyisi olur.

İkinci adım da AYM ve AİHM kararları üzerine sıkı bir eğitim programı olmalı.

Türkiye, Dünya Adalet Projesi’nin 2024 verilerine göre “hukukun üstünlüğü” endeksinde 142 ülke arasında 117. sıraya kadar gerilediyse bunun temel nedenleri bu yukarıda söylediklerimde yatıyor.

AKP’nin iktidarda olduğu 2002-2024 yılları arasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türkiye aleyhine verdiği kararların sayısı 3 bin 363’e ulaştı.

Bununla da kalmıyor, Anayasa’nın açık hükmüne rağmen AİHM kararları uygulanmıyor, mahkemeler uygulamamak için türlü gerekçeler icat ediyor.

Son günlerin moda “adalet uygulaması” ise beğenilmeyen kararları veren hakimleri cezalandırmak.

Başsavcı Akın Gürlek davasında Ekrem İmamoğlu’nun beraat etmesi yönünde oy kullanan hâkimin görev yeri değiştirildi.

Hâkim, ağır ceza mahkemesi üyesi iken iş mahkemesi üyeliğine atandı.

Bu ilk kez gördüğümüz bir şey değil.

Ayşe Barım davasında tahliye kararı veren sulh ceza hâkimi, Tüketici Mahkemesi’ne tayin edildi.

Bu artık sistematik bir uygulama bile sayılabilir: İktidarın istemediği kararları veren hakimlerin görev yerlerini değiştirmek!

Böyle bir tabloda hangi hâkim “kanunlara ve vicdani kanaatine göre” karar........

© T24