Diğer

04 Ekim 2025

Bu yazıya başlarken hiç keyfim yok; çünkü Fatih Altaylı’yı “Cumhurbaşkanını tehdide dair kuvvetli şüphe var” ve bir de “kaçabilir” diye iki ay daha hapiste tutma kararı verildi!

Bildiğim kadar, gerek devlet adamlarımızı, hatta normal Türk vatandaşını koruma ve suçluların yurt dışına kaçmalarını önleme işi İçişleri Bakanı’na ait.

İkinci konum, CHP’nin TBMM açılışına katılmama kararı. Cumhurbaşkanı’nın tekrar seçilmek için hukuka siyasi baskı yaptığı kanaatindeler. Doğru mu yanlış mı değerlendirecek bilgi ve donamımda değilim. Ancak, nereden bakarsan bak, öyle imiş gibi görünüyor.

Bence, katılmalı fakat alkışlamamalı idiler.

“Demokratik rejim siyasi partilerinden biri” olarak, kendi partilerinin kurduğu, hatta kuruluş tarihlerini (haklı olarak), TBMM’nin de kuruluşu sayılabilecek 1923 Sivas Kongresi sayan CHP’nin TBMM’nin açılışına katılmaması bence uygun olmadı. Sn. Cumhurbaşkanı’nın yaş günü partisi olsa, katılmayın ancak, bu sizin kurduğunuz en önemli kuruluş, TBMM hem sizin hem bizlerin, yani TC’nin varlık sebebi…

Bence yanlış oldu.

Ancak yine tekrar edeyim. Ben siyasetten anlamam, belki de Sayın Özel haklıdır. Benim ve bana benzer, on milyonlarca Türk vatandaşı zaten CHP’ye oy vereceği. Sadece siyasi olarak çok başarılı olduğu için değil, “tek adam” yönetimi gelmeden önce de “olmaz” diyorduk. Geçen yıllara ve devlet konularına bakınca bugün 2017’den daha iyi durumda olmadığımız görülüyor. Yani, tarih haklı çıkıyor.

Yoksa, ne Sayın Erdoğan’ın şahsına bir garazımız ne de Sayın Özel’in şahsına bir sempatimiz var.

Bu bakımdan Sayın Özel’in son bir yılda yarattığı çok olumlu havayı, şimdi “iktidarı sadece davranış ve sözle kritik ederek değil, “Biz gelince ne yapacağız” anlatarak, ona oy vermeyenlerin menfaatinin CHP’ye oy vermek olduğunu anlamaları ve oylarını değiştirmelerini sağlamak için kullanması gerek.

Mesela; çok iyi başlayan “gölge kabine” pek çalışmamış gibi görünüyor. On yıllar içinde, vatandaşta yaratılmış olan “CHP sadece konuşur, iş yapmaz!” algısını daha çok ve sert konuşarak yıkamazsınız. Batı dünyasında “seeing is believing!/görmek inanmaktır” derler. Haydi Sayın Başkan, anlat, sen gelince ne olacak?

KAAN’a gelince; hani şu Dışişleri Bakanı’nın KAAN uçağının motorları gibi teknik konuların ABD Kongresi’nde beklediğini dile getirmesi biraz absürt oldu.

Gazetecilere demeç verdiğine göre bizim (TC vatandaşlarının) duymasını istiyor. Niye bir türlü anlamadım.

Neyse; elbet bir gün meydana çıkar.

Beni ilgilendiren KAAN, yani (eski adı ile MMU/Milli Muharip Uçağı) 5 nesil (F 35 muadili) bir savaş uçağının ülkemizde yapılması “macerasına” girilmiş olması. Buna cesaret edilmiş........

© T24