Mourinho ne yapmak istiyor?
Diğer
23 Ağustos 2025
Fenerbahçe’nin orta sahasında problemler olduğu sır değil. Üstelik anlaşılıyor ki Mourinho da bunun farkında. Ama biz onun farkında olduğunun farkında değiliz... Bir maç evvel 5-2 kazan, sonra berabere kal... Bir tuhaflık var. Futbolda böyle şeyler olmaz... Ancak sen kalkar da “Portekiz bize 2 gol atarsa biz ona 5 gol atamayız” dersen senin çocukların da sahada gezerler, gol falan atamazlar.
“Biz duran top çalıştık ama oyuncular sadece üç tane korner yapabildiler. Onu da istenilen yere atamadılar. Benfika ekonomik düşündü, biz bol keseden harcadık. Futbol enflasyonu oldu yani! Portekiz’de bizi yenerler... Bizimkiler de gezinir” demeye getirdi…
Bu satırları okurken herhalde “aklını kaybetti” demişsinizdir...
Anlatayım;
Ben yıllardır T24’e köşe yazarım. Bu yazılar hem editoryal hem de hukuki açıdan eksperler vasıtası ile süzgeçten geçer. Böylece beni ve kendilerini “beklenmedik bir devlet müdahalesine” karşı korurlar.
Geçen haftaki yazımı T24 editörleri ve hukukçuları ile gözden geçirip gazeteye koymamaya karar verdik...
Başkan Trump hakkında yazdığım yazı İletişim Başkanlığı Dezenformasyon Mücadele Merkezi tarafından yanlış anlaşılabilirdi. Gerçi yazıda en ufak bir “DEZENFORMASYON”
(yanlış veya doğruluğu bulunmayan bilgi) yok. Ama, belli mi olur?
Değerlendirme sırasında nüktedan bir arkadaşım da “Sen de futbol yaz” dedi. Ben de denedim, yukarıdaki “ucube” çıktı…
Ülkemizde devlet, çeşitli sebepler ile gazete, TV ve radyoda söylenmemesi gereken konuları, genel manada, gayet anlaşılır şekilde listelemiş. Ancak listelenen ‘kabahat’in, ‘suç’un vs. tarifi yok. Yani ona yine devleti temsil eden “yetkili şahıslar” suçun işlenip işlenmediğine karar veriyor. Üstelik yazılı olanların birçoğu demokratik ülkelerde suç değil.
Kadim dostum Mualla Akyüz’ün babası İsmail Hakkı Amca’yı çok severdim. Dünya ile tanışık, çok iyi bir aydın idi.
1950’li yıllarda Demokrat Parti milletvekili iken, bu partinin demokrasiden uzaklaşmaya başlaması üzerine TBMM’ye “basına ispat hakkı” diye bir “anlayış” getirdi ve bu tip, basına sansür getiren, kanun tasarılarının ve uygulamalarının kaldırılmasını istedi.
(Demokrat Parti bir taraftan, Atatürk döneminde başlayan, İnönü ve CHP ile devam eden, devlet/özel yatırım anlayışından uzaklaşıp, -bunun ne olduğunu size uzun yazacağım- ABD’nin dümen suyunda “serbest pazar/kapitalizm” oyunu oynamağa çalışıyor; bunun için ABD’den çok ciddi destek alıyordu.)
İsmail Hakkı Amca ile alay ettiler; “ispat hakkı mı, İsmail Hakkı mı” filan gibi (güya) espriler yaptılar. O da ayrıldı, önce Hürriyet Partisi’ni kurdu, sonra CHP’ye katıldı.
Aynı dönemlerde, Zafer gazetesinde yazarlık yapan annem Muazzez Aruoba da aynı........
© T24
