Uluslararası Adalet Divanı: Devletler, iklim değişikliği ile mücadele etmekle yükümlü; yerine getirmemek, tazminat taleplerine neden olabilecek
Diğer
25 Temmuz 2025
Dr. Ezgi Ediboğlu
Devletlerin iklim değişikliği karşısındaki uluslararası hukuki sorumlulukları hakkında tarihinde ilk kez tavsiye görüş bildiren Uluslararası Adalet Divanı, devletlerin iklim değişikliği ile mücadele yükümlülüğü olduğunu tespit etti ve bu yükümlülükleri yerine getirmemenin tazminat taleplerine neden olabileceğini bildirdi.
Birleşmiş Milletler’in (BM) yargı organı olan Uluslararası Adalet Divanı’nın merakla beklenen kararı, çok sayıda usule, eyleme ve sonuca ilişkin bağlayıcı yükümlülük tespit ediyor ve bu yükümlülüklere uyulmazsa neler olabileceğini ortaya koyuyor. Örneğin karara göre “fosil yakıt üretimi, fosil yakıt tüketimi, fosil yakıt arama lisanslarının verilmesi veya fosil yakıt sübvansiyonlarının sağlanması” gibi uygulamalar, bir devletin emisyon azaltımı için yeterli önlem almadığı anlamına gelerek uluslararası bir hukuka aykırı fiil teşkil edebilecek (paragraf 427). İklim değişikliğinden zarar gören devletler ise, bu zararın hangi devletten kaynaklandığını açıkça gösterebilirse, tazminat talep edebilecek (paragraflar 452-454).
Devletler için bir diğer önemli noktaysa, her ülkenin iklimle mücadele için kendi belirlediği hedefleri ve planları içeren ulusal katkı beyanlarına dair oldu. Uluslararası Adalet Divanı, Paris Anlaşması’nın gerekli kıldığı bu beyanları hazırlamanın, sunmanın ve güncellemenin yeterli olmadığına karar verdi. Devletlerin iklim planlarını 2°C yerine daha iddialı olan 1,5°C ısınma sınırını hedefleyerek, en güncel bilimsel veriler doğrultusunda ve somut politikalar içerecek şekilde hazırlaması gerektiği belirtildi (paragraflar 224-262). Temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevrenin, yaşam hakkı gibi pek çok diğer insan hakkının “ön koşulu” olduğu da açıkça ifade edildi (paragraf 393).
Uluslararası Adalet Divanı’ndan iki soruyu yanıtlaması istendi Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Uluslararası Adalet Divanı’nın iki soruyla ilgili tavsiye görüş hazırlamasını talep etti: Uluslararası hukuk uyarınca, devletlerin iklim değişikliği ile mücadele yükümlülükleri nedir? Bu yükümlülüklere uymazlarsa hukuki sonuçları ne olur? Bu soruların yanıtlanmasında yalnızca çok taraflı çevre anlaşmalarının değil, aynı zamanda insan hakları hukuku, uluslararası teamül hukuku ve deniz hukuku gibi ilgili diğer alanların da dikkate alınması istendi. Ayrıca, devletlerin yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda, özellikle iklim krizinden orantısız biçimde etkilenen küçük ada devletleri gibi savunmasız ülkeler ile mevcut ve gelecek nesiller açısından doğuracağı sonuçların değerlendirilmesi talep edildi.
Uluslararası Adalet Divanı, devletler için çok sayıda yükümlülük belirledi. En kritik olanlardan biri, devletlerin Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS), Kyoto Protokolü ve Paris Anlaşması altındaki yükümlülükleri hakkında (paragraflar 174-270).
Divan, Paris Anlaşması’na taraf ülkelerin yalnızca ulusal katkı beyanı hazırlamasını yetersiz buldu. Karar kapsamında devletler, küresel ısınmayı 2°C ile değil, daha iddialı olan 1,5°C ile sınırlandırabilmek için en iddialı, hedefe en çok katkı sağlayacak beyanları hazırlamak zorundalar. Tüm ülkelerin iklim hedefleri birlikte değerlendirildiğinde, küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlamaya yetecek önlemler içermesi gerekiyor.
Devletlerin ayrıca, iklim değişikliğine uyum kapasitelerini ve dayanıklılıklarını artıracak tedbirler alırken, en iyi bilimsel verilere uygun adımlar atması ve en ciddi çabayı göstermesi bekleniyor. ‘‘En iyi bilimsel veri’’........
© T24
