İstanbul’da yeni yeşil alanlar: Millet Bahçeleri sosyal dönüşüm yaratıyor
Diğer
15 Ağustos 2025
Kayaşehir Millet Bahçesi, İstanbul
Özge Naz Pala
İstanbul’da 2017-2021 yılları arasında hayata geçirilen 12 Millet Bahçesi’ni mercek altına alan yeni bir araştırma, bu parkların çevresindeki mahallelerde dikkat çekici sosyal, ekonomik ve demografik değişimler yaşandığını ortaya koyuyor.
İstanbul’da ortalama 7,2 metrekare olan kişi başına düşen yeşil alan miktarı, hem mevzuatla belirlenen alt sınırın hem de Dünya Sağlık Örgütü’nün sağlıklı bir yaşam için tavsiye ettiği miktarın altında. Kentteki yeşil alanlar, kişi başına düşen yeşil alan miktarının çoğu kez 3,5 metrekareyi dahi bulamadığı merkez ilçelerde daha da yetersiz kalıyor. Dolayısıyla şehirde yeni park ve bahçeler planlamak, yaşam kalitesini artırma potansiyeli taşıyor. Ancak bu tür projeler, toplumun tamamını gözeterek hayata geçirilmediğinde, sosyal eşitsizlikleri derinleştirme riski barındırıyor.
Nitekim söz konusu araştırma, yeni açılan Millet Bahçeleri nedeniyle dönüşüm riski taşıyan 28 mahallenin 23’ünde, konut fiyatlarının İstanbul ortalamasından daha hızlı arttığını gösteriyor. Örneğin en yüksek artışının yaşandığı Ayazma Millet Bahçesi çevresinde, fiyatların yüzde 120 oranında yükseldiği tespit edildi. Çalışmaya göre bu bölgelerin birçoğunda mevcut sakinlerin yerini, giderek daha varlıklı ve yüksek eğitimli gruplar almaya başlıyor.
Bulgular, büyük ölçekli yeşil alan projelerinin yalnızca çevreyi değil, toplumsal yapıyı da dönüştürme gücüne sahip olduğunu ve bu tür dönüşümlerin kimi zaman istenmeyen sonuçlar doğurabileceğini gösteriyor. Araştırma, kentsel yeşil dönüşüm süreçlerinde fiziksel çevrenin yanı sıra toplumsal dinamiklerin de gözetilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
‘‘Millet Bahçeleri’’ projesi, 2018 yılında, yeşil alan eksikliğiyle mücadele etmek amacıyla kamuoyuna sunuldu. Duyurulmasından bu yana, kentsel yeşil alan açığını dengelemek amacıyla İstanbul’un ve Türkiye’nin dört bir yanında 291 ‘‘millet bahçesi’’ hayata geçirildi.
Parklar, yürüyüş yolları, kütüphaneler ve sosyal alanlarla donatılmış yeşil koridorlar aracılığıyla halkın doğayla buluşmasını sağlayacak bu proje, akademik çevreler tarafından yalnızca bir çevre düzenlemesi değil, aynı zamanda bir rant üretim aracı olarak da değerlendiriliyor. Nitekim proje alanlarının çevresinde inşa edilen yeni konutlar, bu bahçelere olan fiziksel yakınlıklarını pazarlama aracı olarak kullanırken; “Millet Bahçesi manzaralı”, “Millet Bahçesi’ne komşu” gibi ifadeler, gayrimenkul ilanlarında sıklıkla yer buluyor.
Bazı bahçeler, halk tarafından daha önce de kullanılan yeşil alanların yeniden adlandırılmasıyla hayata geçirilirken bazılarıysa atıl durumdaki alanların dönüştürülmesiyle oluşturuldu. Ancak bu gelişmeler, bazı bölgelerde konut fiyatlarının belirgin şekilde yükselmesine ve bu artışın, bölgede yaşamak isteyen ya da yaşayan bazı gruplar için erişilebilirliğinin azalmasına neden oldu.
Diğer yandan projelerin uygulanış biçimi, kent planlaması alanında uzun süredir var olan bazı yapısal sorunları da yeniden gündeme getirdi. Özellikle, Millet Bahçeleri’nin diğer yeşil alan türlerinden ayrı bir kategori olarak ele alınması ve yürürlükteki planlama mevzuatından kopuk bir şekilde, yalnızca bu projelere özgü kılavuzlar çerçevesinde tasarlanıp hayata geçirilmesi; bütüncül ve sistematik planlama ilkeleriyle örtüşmediği gerekçesiyle şehir plancıları tarafından eleştiriliyor. Parklar ayrıca, konumlarının seçiminden isimlendirilme biçimlerine ve planlama süreçlerinde kamu katılımının sınırlı kalmasına kadar çeşitli konularda© T24
