İnsan eliyle başlayan yangınlar kat be kat fazla alanı etkiliyor
Diğer
23 Temmuz 2025
Dr. Bikem Ekberzade
İstanbul Teknik Üniversitesi’nden bilim insanlarının temmuz ayında npj natural hazards dergisinde yayınladıkları “Alevlere teslim: Türkiye’nin Akdeniz bölgesinde gerçekleşen mega-yangına etki eden insan faktörü” (Up in flames: the human factor behind a megafire in Mediterranean Türkiye) adlı bilimsel makale, yaban hayatı ve insan yerleşimlerinin kesişme noktalarındaki artışın, yangın vakalarının sayısını, şiddetini ve etki alanlarını artırdığına dikkat çekiyor. Tüm Akdeniz tipi iklim bölgelerini ilgilendiren araştırmaya göre insan eliyle başlayan yangınlar, doğal yangınlara kıyasla kat be kat daha fazla alanı etkisi altına alıyor.
2021 yılının Temmuz - Ağustos ayları arasında gerçekleşen Büyük Manavgat Yangını’na odaklanan ve yangının devam ettiği 11 gün boyunca gerçekleşen meteorolojik olayları iklim değişikliği perspektifinden değerlendiren çalışma, yangınlarda insan faktörünün önemini ortaya koyuyor. 2021’de Manavgat yangınının yaşandığı ormanlık alana dair gerçekleştirilen, sadece meteorolojik parametrelere ve bitki örtüsüne dayanan simülasyonların sonucu, insan etkisinin olmadığı bir senaryoda, dört kat daha az ormanlık alanın yanacağına işaret ediyor. Simülasyon sonuçları, modelde makilik/açık ormanlık alan olarak tanımlanan ancak tarım arazisi olarak kullanılan alanlarda ise 2021 yılı için hemen hiç yangın göstermiyor.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük yangını olan Manavgat Yangını’na sebep olan olaylar silsilesi, 28 Temmuz 2021 akşamı farklı noktalarda gerçekleşen dört kundaklama vakası ile başladı. Takip eden günlerde de dört farklı noktada kasıtlı olarak çıkarılan yeni yangınlar; meteorolojik durumun uygunluğu, yüksek rüzgar hızı, bölgenin zorlu coğrafyası ve bir gün önce çıkıp halihazırda devam eden yangınlarla birleşti. Çok odaklı Manavgat Yangını 11 Ağustos’ta tamamen kontrol altına alındığında, 60 bin hektarlık ormanlık alan, köy ve tarım alanı yanmış, sayısız köy boşaltılmış ve sekiz kişi hayatını kaybetmişti.
2021 yazı, Türkiye ile birlikte tüm Güney Avrupa’nın yangınlara teslim olduğu bir dönem olarak tarihe geçti. Türkiye’de özellikle Akdeniz tipi iklimin hakim olduğu Adana, Muğla, İzmir gibi birçok farklı noktada eş zamanlı çıkan yangınlar, sayıları, büyüklükleri ve aralarındaki mesafe nedeniyle zamanında ve etkin müdahaleyi zorlaştırdı. 2021 yazı aynı zamanda, iklim değişikliği ve ekosistem tahribatlarını takip eden bilim insanlarının, geçmişe göre farklı dinamikler barındıran bir sürece girdiğimizi fark ettiği bir dönem oldu. 2021 yangın sezonu adeta gelecek yılların habercisi niteliğindeydi.
Küresel yıllık yanan alanlar yıldan yıla incelendiğinde, trendde radikal bir artış ya da iniş gözlemlenmiyor. Ancak bileşenlere ayrıldığında iki unsur dikkat çekici: Küresel yanan alan verilerinde, çalılık, bozkır ya da tarım alanı yangınlarına kıyasla orman yangınlarında bir artış trendi gözlemlenmekte. Ayrıca çıkan yangın sayısından ziyade, yanan alanların boyutları farklılık gösteriyor. Çıkan yangınlar, eskiye nazaran daha büyük alanları etkisi altına alıyor. Bu da bize artık mega-yangınlar çağına girdiğimizi gösteriyor.
"Mega-yangin" tabiri, yanan alanların 40 bin hektara ulaştığı veya aştığı yangınlar için kullanılan teknik bir terim. Hangi tip ekosistemde çıktığından ya da sosyo- ekonomik etkisinden bağımsız olarak sadece yanan alan büyüklüğünü ifade eder. Örneğin Temmuz ayı başında yaşanan Çeşme (İzmir) yangınları, yaklaşık 26 bin hektar civarındaydı.........
© T24
