Haluk Oral'la söyleşi-II: "Yazarların, şairlerin hayat zenginliğini biriktiriyorum"
Diğer
15 Haziran 2025
Haluk Oral, edebiyat tarihi ile ilgili araştırmaları için şöyle diyor: "Yeni belgelere bilgilere ulaşmak beni çok heyecanlandırıyor. Hayatta herkes kendine ait belgeleri biriktirebilir, anılarını bir araya getirebilir. Bense yazarların, şairlerin hayat zenginliğini biriktiriyorum. Onların hayatını kendi hayatıma katmış oluyorum bir bakıma. Yüz yıl önce yazılmış bir hikâyeyi, bir notu bulduğumda ben de yüz yaşındaymışım gibi hissediyorum. Namık Kemal'in imzaladığı bir fotoğrafı bulduğumda o döneme gitmiş oluyorum. Öte yandan belgeler ve bilgiler arasında bağlantı kurup karanlıkta kalmış bir yanı aydınlattığımda o da artık benim anım olmuş oluyor. Bir örnek vermek isterim. Tevfik Fikret'in imzalı bir kitabı var, şöyle imzalamış: 'Mükerrem Kemal'in benden kemâlini esirgeyen necl-i Ekrem'ine.' Bunun bir arka planı var. Namık Kemal'in oğlu Ali Ekrem Bolayır'a imzalanmış. Tevfik Fikret'le küsler. Bu nedenle kitaba bu notu düşerek imzalamış ve sonra barışmışlar. Dahası var, Tevfik Fikret 1915'te ölünce onun ardından en güzel yazıyı da Ali Ekrem Bey yazdı."
Haluk Hoca için " edebiyat arkeoloğu" da deniyor. Hani Orhan Veli bir şiirinde der ya
"Bir de sevgilim vardır pek muteber;
İsmini söyleyemem
Edebiyat tarihçisi bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Meşgul olmadığım ehemmiyetsiz
Sadece üdeba arasındadır.
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya?
Onlar da bunlara benzer."
İşte, Haluk Oral da Orhan Veli'nin "edebiyat tarihçisi bulsun" dediği kişilerin, "Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya" dediği konuların ve elbette Orhan Veli'den kalan izlerin peşinde yıllardır.
Şair, kendini bir roman kahramanı gibi görür. Şöyle der "Bir Roman Kahramanı" şiirinde:
"Çadırımın üstüne yağmur yağıyor,
Saros körfezinden rüzgâr esiyordu,
Ve ben, bir roman........
© T24
