Gerçek bir değil, bin yüzlüdür!
Diğer
27 Haziran 2025
Bazen günlüğümün sayfaları arasında yaşlı hatıralarla baş başa kalmayı seviyorum.
2005 yılı baharı.
Avusturya Alplerinde, Salzburg’da göl kıyısında on sekizinci yüzyıldan kalma bir şato. Görmüş geçirmiş ulu ağaçların, ıhlamur ve kestanelerin, çınar ve çamların ortasında baharın iç bayıltıcı kokusu ve kuş cıvıltıları...
Gölde kuğular yüzüyor. Cennetten bir köşe.
Neler yaşanmış burada?
Hem güzellikler, hem çirkinlikler. İnsanoğlu nelere kâdir olabildiğini bir kez daha göstermiş.
Katolik bir prens, bir başpiskopos 1700’lerin başlarında bu topraklara el koymuş. Tam yirmi iki bin Protestanı zorla evinden barkından etmiş, kovmuş buralardan. Sonra sıra Yahudilere gelmiş. Onlar da bu topraklara veda etmek zorunda bırakılmış.
Başpiskopos sanatsevermiş, güzel yaşamaya düşkünmüş. Çok sevmiş bu şatoyu. “Bakın, öldükten sonra kalbini bu küçük ibadet yerindeki şu siyah mermer taşın altına gömdürmüş,” diyor.
Başpiskoposun yerini alan yeğeni bir kont da şatonun sanat geleneğini sürdürmüş. Rembrandt, Rubens, Dürer ve Titian’ın resimlerinden bir koleksiyon yaratmış. Bu arada, Salzburglu olan Mozart’ı himaye etmiş. Sanatla, müzikle dolu geçen yıllar yaşan- mış bu şatoda.
Birinci Dünya Savaşı ise yıkım olmuş.
Savaş sonrası çok zengin bir Yahudi tiyatro adamı satın almış şatoyu. Hitler 1938’de Avusturya’yı istila edince, sahibi Yahudi olduğu için şatoya el koymuş Naziler. Eski güzel günleri burada bir daha yaşayamadan New York’ta ölmüş şatonun asıl sahibi.
Savaş sonrası her şey artık Amerika’da yaşayan sahiplerine iade edilmiş. Onlar da Harvard Üniversitesi mezunu birine bu şatoyu teslim etmişler. 1947’de böyle doğmuş Salzburg Seminerleri.
Hakikaten cennetten bir köşe.
Yine aynı şey kafama takılıyor. İnsanoğlunun kendi elleriyle cennette cehennem yaratabilme kabiliyeti... Belki de insanın içindeki gizli bir köşede hep kendini saklayabilen bir kötülük var.
Bir kötü ruh!
Ya da bir şeytan saklanabiliyor insanoğlunun o derinliklerinde. Fırsatını bulunca da yapacağını yapıp sonra yine siniyor, saklanıyor iç dünyamızın kuytuluklarında... Göl kıyısındaki Leopoldskron Şatosu’nun son dört yüzyıllık tarihi de bunun kanıtı sayılabilir.
İnsanoğlunun cennette cehennem yaratma yeteneğine özellikle 1990’lı yıllarda gezdiğim birçok yerde kendi........
© T24
