Bodrumlu olmak ya da olmamak: Deli eder insanı bu Bodrum!
Diğer
22 Nisan 2025
Geçen haftanın son 3 gününü Bodrum’da geçirdim. Başta maestro Can Çinte, bizim adalılar dünyanın herhangi bir yerinde bir müzik ve sirtaki festivali düzenlediklerinde beni de çağırıyor, “halk danslarının niçin kır çiçeklerine benzediğine dair” bir konuşma yaptırıyor ve şiir okutuyorlar. Hep de güzel yerlere gidiyorlar. Şikayetçi değilim.
Bu kez de Bodrum’daydılar. Hem gelen grupların sirtaki ve zeybek danslarını seyrettim hem dünyanın başta gelen zeybekiko dansçılarından Stavros Kalamatianos ile dost oldum, hem de yıllardır görmediğim duble meslektaşım (gazeteci ve akademisyen) Esra Arsan’ı gördüm ve Bodrum'la ilgili kitabını alıp okudum.
Kadıköylü Esra artık katlanamadığı İstanbul’u terk etti, 10 yılı aşkın bir süredir Bodrum’da yaşıyor. Son kitabında bu 10 yıllık deneyimin sosyo-psikolojik ve sınıfsal analizini yapmış. Kitabın adı da olan biteni özetliyor:
“Goca Bodrum’dan Küçük İstanbul’a”
Bodrum’a göç etmek isteyenlere de Bodrum’u terk etmeyi düşünenlere de tavsiye ederim. Esra, gözlemleri keskin, kalemi sivri, dobra bir yazardır, okuduklarında her iki kesimin de kafası netleşecektir.
Deniz ve Bodrum düşkünü ağabeyim Selçuk, 60 yaşına gelince emekli olmayı ve Bodrum’a yerleşmeyi kafasına koymuş ve 2000 yılında hayallerini gerçekleştirmişti. Hala orada. Benim de önüme oraya yerleşmem için birçok fırsat çıktı. Ama ben, ta 1980’lerden beri Ege’nin kuzeyinde iğde kokulu küçük bir adayla nişanlıydım ve onun üzerine begonvil koklamak yapabileceğim bir şey değildi!
Yoo, Bodrum konusunda kalbimin boş olduğunu iddia edecek değilim. İlk kez 1966........
© T24
