menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Anneni mi daha çok seviyorsun, babanı mı?

41 6
26.10.2025

Diğer

26 Ekim 2025

Ağarırken kontrolsüz büyüyen kaşlarının altındaki çelikten gri gözlerini kısarak kim bilir kaçıncı kez soruyordu Vasya Amca:

“Tercihin ne? Madem bir komünist olmuşsun, hayata karşı duruşun her zaman net olmalı. Her zaman neyi ve kimi seçmen, neye ve kime karşı olman gerektiğini belirleyebilmelisin!”

Bazen kendi tezini desteklemek için beni can evimden vuracak bir örneği seslendiriyordu:

“Bak, sizin şairiniz Nâzım Hikmet ne demiş:

Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar

Her mili bahride, her kilometrede dostum ve düşmanım var.

Dostlar ki bir kere bile selâmlaşmadık

Aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz.

Ve düşmanlar ki kanıma susamışlar, kanlarına susamışım.”

* * *

Vasya Amca “sapına kadar” komünistti.

80’li yıllardı ve büyük umutlarla gittiğim Sovyetler Birliği’nde, Komünist Partisi üyelerinin önemli bölümü için “komünistlik”, kariyer, para, bir ev ve arabaya daha kolay kavuşmak için sihirli bir anahtardı.

Ama onun gibi gerçek komünistler de vardı.

Beni en şaşırtan yanlarından biri, Vasya Amca’nın sanki hiç dinlenip soluklanmaması, her dakika bir sorgulama ve seçim yapma çabası içinde olmasıydı.

Zaten bana sevecen bir tarzda kızmasının nedeni de buradaydı; benim bazen kararsız kalmam ya da seçimimi sonraya ertelememdi.

“Bu tavrınla sen ne balıksın ne de et (Rusça’da tarafsız ve kararsız kalan ve/veya başkalarına kolay tanımlanamaz görünenlere söylenen bir sözdü bu)! Bir seçim yap!”

Aklıma balık ve et dışında seçenekler........

© T24