menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Türklük-Türkiyelilik ve kendini bilmezlik

32 1
wednesday

Diğer

27 Ağustos 2025

Ülkemiz coğrafyasında oturan vatandaşların “kimlik” problemi, bilindiği gibi aynı yerde uzun süre “otur(a)mamak”la ilgilidir. Kalıcı bir mekân ve etrafında bir üretim olmayınca, devamlılıkla ilgili bir hissiyat-maddiyat da gelişemiyor şüphesiz. Bu kimlik meselesinin önemli kısmı, dil ve ifade ile ilgili. Geçen haftanın favori tartışmalarından biri “Türk mü Türkiyeli mi?” etrafındaydı. Günümüz Türkçesinde kimi ülkelerin isimleri, oralı vatandaşları tanımlamak için -aynı bizdeki gibi- iki farklı sonuç veriyor. İngiltereli değil İngiliz, Almanyalı değil Alman, Fransalı değil Fransız, Japonyalı değil Japon diyoruz. Buna mukabil Çin’deki insana Çinli, Bolivya’dakine Bolivyalı, İsviçre’dekine İsviçreli deniyor.

Bilsin bilmesin, aşağı yukarı her konuyu kendi ideolojik tutumuna göre ele almayı artık normal sayan biz Türkler (!) için ise durum vahim. Her yaştan cahil kardeşlerimiz, kamuoyunda öne çıkan-tanınan kişilerin bu konudaki sözlerinden hareketle bilgelik gösterisi ve takipçi arttırma peşinde. Erhan Afyoncu’nun “uluslararası akademik” bir titri olmamasını eleştiren yeniyetme doktora öğrencileri mi istersiniz; İlber Ortaylı’ya “çakmak” için yaşını-hafızasını mesele edenler mi… Veya diğer tarafta “Türküm, milliyetçiliktir benim ülküm” diyenler mi…

Sıklıkla gündeme gelen “Türk-Türkiyeli” meselesinin güncelliği, tabii bu son “barış süreci” ile ilgili. İşi “siyaset-para-güç” olan düşük ahlaklı politikacıları, angaje ve yemlenen gazetecileri, “dünya görüşü”yle........

© T24