menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Katilleri yakalama “samimiyeti”

32 9
22.05.2025

Diğer

22 Mayıs 2025

Kaç süslü lafla, 12 yaşında bir çocuğun öldürülmesinin üzeri kapanır?

Türkiye, bir ezberler ülkesidir.

Hemen her felaketle ilgili sandıkta bekletilen, hazır tutulan, nesilden nesle aktarılan cümleler vardır.

“İşkence yoktur, münferittir”, “Merdivenden düşmüştür”, “Güvenlik güçlerimize saldırdığı anda etkisiz hale getirilmiştir”, “İhtiyacınız olduğu anda ararsınız tabii.”

Bunlarla sınırlı değil elbette.

“Hukuk devleti”, “hesap soracağız”, “demokrasi”, “millet”... uzayıp gidiyor kavramlar.

Sırtınızı şöyle iyice ezberlere dayayıp bir de hamaset yapmayı öğrenirseniz, bu memlekette hayat sizin için çok kolaylaşır. Ne yaparsanız yapın suçlu ilan edilmediğiniz gibi bir de adalet peşinde koşanları hainlikle, teröristlikle itham edebilirsiniz kolayca.

* * *

Şimdi de ortalık alışılmış kavramlarla dolu.

Barışın peşinde samimiyetle koşan, barışı samimiyetle isteyen insanların bedel ödeye ödeye verdikleri çabayı bütünüyle gölgede bırakacak “kahramanlar” hemen ortalığa saçıldı.

O bedeli ödeyenleri bile kolaylıkla samimiyetsizlikle itham edebilen, ayağına taş değmemiş, kirpiği yere düşmemiş narinlikte bir grup insan, “samimiyeti kanıtlayın” diye diye ortalıkta dolanıyor.

Ama samimiyet testinin bin bir yolu var.

Katilleri yakalamak, korumamak bunlardan biri…

* * *

Şimdi “terör”, “terörle mücadele” kavramlarının altına nelerin sıkıştırılabildiğine bir bakalım.

Bir çocuğun hikâyesiyle başlayalım, bir boyacı sandığıyla…

Ümit Kurt…

Cizre'de 2015'te arkadaşlarıyla oynarken göğsünden vurulup düşen 14 yaşındaki oğlunu şöyle anlatıyordu babası Abdullah Kurt:

"14 yaşındaydı benim oğlum. Boyacı, bazen amele. 20 liraya çalışırdı. Okumadı, ben istedim ama olmadı. Zaten iflas etmiştik. Çalışayım, dedi. Diğer çocuklarım hasta, Ümit bana yardım eden tek çocuğumdu. Karanlıkta sokağa giriyorlar. Panzerlerde bekliyorlar. Biz bu vatanın evladı değil miyiz? Ümit daha sokağa çıkar çıkmaz, 20 ev kadar uzaklaşmış ki orada kendi yaşıtlarıyla oynarken vuruluyor. Hayatta kimseye zarar vermemiş bir çocuk vuruluyor. Ne hakkınız var? Çocuk bu, korkuyor, bir köşeye siniyor ama orada vuruluyor. Göğsünden girip çıkmış mermi. Plakasız araçtan ateş açıyorlar. Plakasız devlet aracı olur mu? Niye plakaları söküyorsunuz?"

Kapatıldı Ümit Kurt'un dosyası.

Balistik raporu Ümit'in iddia edildiği gibi çatışmanın tarafı olmadığını ortaya koydu. Ne silahı vardı ne olan bitenlerden haberi.

Ne bilsin Ümit birilerinin belli süreçleri idare edebilmek için yapması gerekenleri…

* * *

Ümit'in öldürülmesinden birkaç gün sonra bir zırhlı araçtan inen polis, ilerideki tepede oynayan çocuklardan birini hedef alarak ateş etti.

12 yaşındaki Nihat Kazanhan.

Babası Emin Kazanhan şöyle anlatıyordu oğlunu:

"6. sınıfa gidiyordu daha. Çıkıp bazen amcasına çıraklık yapıyordu ama aklı oyundaydı. O gün Irak'a gitmiştim. Ben aileme bakmak için sürekli gidiyorum. İki gün varsam, on gün yokum. Daha varır varmaz telefon geldi bana, yaralı olduğunu söylediler. Kamyonu bıraktım, geri geldim. Diyarbakır'a göndermişlerdi cenazesini. Açık gözle oğlumun nasıl vurulduğunu görenler var. Hepsi resmen plakasız bir Akrep aracıydı diyorlar. Oğlum........

© T24