Hizbullah şefkati ve adalet arayışı
Diğer
03 Nisan 2025
İBB operasyonunda tutuklanan, kalp hastası Mahir Polat’ın yüksek tansiyonu nedeniyle hastaneye kaldırıldığı saatlerde, sosyal medyada, “derin analizci” ve “istihbaratçı” hesaplardan, “Büyük oyunu görün, bilgi sızdırabilir” mesajları paylaşılıyordu.
Tutuklanan 300 öğrenciyle ilgili darp raporları ve ifadeler paylaşıldığında ise alaycı mesajlar…
Tam da bu esnada, Cumhurbaşkanı’nın iki Hizbullahçının cezalarının kaldırıldığı haberi geldi.
Konca Kuriş’in, Mehmet Sincar’ın öldürülmelerinden sorumlu isimlerin cezaları affedilmişti.
Elbette sağlık sorunu yaşıyorlarsa, cezaevinde kalamayacak durumdalarsa kimsenin edecek lafı olmaz.
Ancak geride unutulmaması gereken 25 yıllık bir tarih var.
O tarihi anımsamadan da olmaz…
* * *
Bir örgüt düşünün, 90’lı yıllar boyunca bir bölgede terör estiriyor. Aklına estiği gibi insan kaçırıyor, sorguluyor, domuz bağı ile öldürüyor.
Listeler yapıp, o listelerdeki insanları enselerinden vurarak öldürüyor.
Öyle bir yapılanmalı ki Diyarbakır gibi bir kentte, emniyet müdürünü, konvoyunu tarayarak öldürebiliyor.
Ve tüm bunlardan sonra bir anda örgütün bütün şifreleri çözülüveriyor.
Türkiye’nin dört bir yanından cesetler çıkıyor.
Villaların bodrum katlarından, evlerin bahçelerinden, boş arazilerden…
Hepsi bir anda bulunuyor.
90’lı yıllar boyunca izleri bulunamayan üst düzey kadrosunun tamamı da bir anda yakalanıveriyor.
TBMM, Hizbullah’ın çökertilmesinden sonra oluşturduğu komisyonda bu garipliği de tartışmış, MİT ve İçişleri Bakanlığı’na, Hizbullah’ın devletle ilişkisinin olup olmadığını açık açık sordu.
MİT’ten ve bakanlıktan gelen yazılarda ise detaya girilmeden kayıtlarda bu yönde bir bilgi olmadığı yanıtı verildi.
* * *
İlişkilerin bin bir türlü hali var. İlgili kurumlarımız teferruata girmemiş ama sonraki gelişmeleri izleyince bunu da anlıyorsunuz.
2000 yılında, Hizbullah’ın lideri Hüseyin Velioğlu’nun İstanbul’daki bir evde çatışma sonucunda öldürülmesi, Edip Gümüş ve Cemal Tutar’ın aynı çatışmada sağ olarak yakalanması, polisin örgütün yıllarca ele geçirilemeyen şifrelerine ulaşmasını sağladı. Bu şifreler, örgütün lider kadrosunun yakalanmasına, bu isimlerin verdikleri ifadeler doğrultusunda domuz bağı yapılarak gömülmüş cesetlerin beton altından çıkartılmasına kadar uzanan operasyon sürecini başlattı.
İslamcı yazar Konca Kuriş ve Malki cinayeti davası sanığı Mehmet Sümbül’ün sorgulanıp öldürüldüğü de bu operasyonlarda bulunan kasetlerle anlaşıldı.
Gümüş’ün beyanları, Mersin’deki evinin önünden kaçırıldıktan sonra bulunamayan Kuriş’in cesedinin bulunmasını sağladı. Adana’da, Beylerbeyi, Kirazlıtepe’de, Ankara’da art arda domuz bağı yapılmış, bir bölümü teşhis bile edilemeyen cesetler bulundu. Örgütün arşivleri de aralarında eski DEP Milletvekili Mehmet Sincar’ın da bulunduğu Güneydoğu’daki faili meçhul cinayetlerin Hizbullah’ın eylemleri olduğunu ortaya koydu.
* * *
Türkiye genelindeki eylemler........
© T24
