Altıya beş adım “kuyu tipi” yaşam ve Grup Yorum
Diğer
12 Haziran 2025
Siyasi partilere, anlı şanlı özgürlük yanlısı siyasetçilere sorarsanız tamamı 12 Eylül’ü lanetleyerek, darbe dönemi yasalarından ve anayasasından kurtulmaya ne kadar hevesli olduğunu söyler.
12 Eylül askeri darbesi, dünya tarihine de geçen, öyle başarılı bir darbe ki sadece üç dört yılda yaptığı düzenlemelerden hiçbir iktidar vazgeçemiyor!
Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’nın, “tutuklama yasağına” rağmen nasıl işlevsel uygulanabildiğini, yüzlerce öğrencinin tutuklandığı Saraçhane protestoları sırasında gördük.
Vazgeçilemeyen bir diğer alan da 12 Eylül’ün cezaevi politikaları.
* * *
2010’dan, Ergenekon soruşturmaları döneminden bu yana Silivri Cezaevi bir sembol. Bir makine düzeniyle işleyen, neredeyse bir kent büyüklüğünde bir cezaevinden bahsediyoruz.
F tipi cezaevlerinin açıldığı dönemde bile konuya, “Ne olacak gider kitap yazarız” diye yaklaşan onlarca kişi, bizzat deneyimlediği cezaevinin anlamını kavramak zorunda kaldı.
* * *
F tipleri sadece fiziki yapısı nedeniyle eleştirilmiyordu. Neredeyse gün boyu siyasi hükümlü ve tutuklulara dinletilen pop müzik, sadece belli kanalların izletilmesi, belli gazetelere izin verilmesi, kitap yasakları, dilekçe hakkı, tamamı bu fiziki yapının yapısal unsurlarıydı.
Bu politikalar sürüyor.
Buna ek olarak, sözüm ona suçluların hakkaniyetli biçimde şartla salıverme koşullarından yararlanabilmesi için cezaevi gözlem kurulları da getirildi sisteme.
Nasılsa Ogün Samast gibi cinayet işleyenlerin ıslah olduğu görüşüne varan kurullar, çok basit sayılabilecek eylemlerden dolayı Terörle Mücadele Yasası’ndan yargılanan, hüküm giyen insanlara ise bu hakkı kolay kolay tanımıyor.
Bir Türkiye gerçeği… İnsan öldürürseniz “kader kurbanı” oluyor ve kolayca cezaevinden çıkabiliyorsunuz........
© T24
