menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Hayatın olağan akışı” ve yıllarca cezaevinde tutulup, sürekli cezalandırılanlar

38 1
06.03.2025

Diğer

06 Mart 2025

“Cep telefonunda bulunan mesajlar hayatın olağan akışına aykırı…”

Hayatın olağan akışı yargıda sık kullanılan kavramlardan biri… Gazetecilerin bir meselede haber değeri görüp görmemesi gibi, yargıçlar da önlerine gelen dosyalarda yaşananların normalliğini tamamen öznel bir yorumla belirliyor.

Ama yazının her zaman ruhu olmaz elbette.

Bir selamın, şakalaşmanın, ironik bir sözün…

Genç, sanatçı bir kadın, 2017’de tam da bu gerekçeyle tutuklandı. Suçlama çok ağırdı:

“Devletin birliğini bozmak…”

Kısacık bir tarama yapın Dilan Cudi Saruhan diye… İnsanların cezaevlerinde neler yaşadığı konusunda fikirleriniz oluşacaktır.

Çıplak arama, sayımda yaşananlar, disiplin cezaları, ayakkabı çıkarmaya zorlanma…

Bir sanatçı için elbette en büyük cezalardan biri, bin bir emekle, üstelik cezaevinde ürettiği eserlere el konulması…

Dilan Saruhan’ın eserlerine “biriktirmek yasak” denilerek düzenli olarak el konuldu.

Vazgeçmedi… Kumaşlara, gömleklere işledi resimlerini, sanatını üretmeye devam etti. Dışarıdan gelenlere vererek yaşamalarını sağladı.

Tam 7 yıl cezaevinde kaldı.

İstanbul’da devam eden yargılama sonunda, “devletin birliğini bozmak” şeklindeki ağır suçlama düşürüldü. Ancak örgüt üyeliğinde 9 yıl ceza verildi Saruhan’a.

Yargıtay, bu kararı da bozdu.

Bunun üzerine o tarihe kadar tahliye kararı vermeyen mahkeme, nihayet tahliye kararı verdi. Zaten 7 yıl 6 aydan fazla bir süre cezaevinde kalmıştı. Mahkeme, Yargıtay’ın bozma kararına uymasa, bu suçtan ceza verse bile fazla fazla yatmıştı Saruhan. Mahkeme cezada ısrarcı olsa bile alacaklıydı, Yargıtay’ın bozduğu cezadan 8 ay daha fazla cezaevinde yatırılmıştı.

Mahkeme, buna rağmen tahliye kararıyla birlikte “yurt dışına çıkış yasağı”........

© T24