menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Müzik kulağı olmayan bir ‘diva’nın hikâyesi: Gece Kraliçesi

9 1
23.03.2025

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

23 Mart 2025

Pelin Çifter ve Simay Güntöre | Gece Kraliçesi oyunundan

Hayallerin peşinden gitmek, her zaman kolay bir yolculuk değildir. Hele ki etrafınızda sizi vazgeçirmek isteyenler varsa…

Gece Kraliçesi, tam da böyle bir insanın hikâyesini sahneye taşıyor. Onur Şimdi'nin uyarlayıp yönettiği, Simay Güntöre ve Pelin Çifter’in başrolleri paylaştığı bu oyun; sahneye olan tutkusu uğruna tüm sınırlarını zorlayan bir karakterin hikâyesini anlatıyor. Oyun, “amatör soprano” Florence Foster Jenkins’ten ilhamla sahneye taşınıyor.

Jenkins, 19. yüzyılın sonlarında dünyaya gelen ve 20. yüzyılın ilk yarısında New York sosyetesinde ün kazanan sıra dışı bir figürdü. Kendini büyük bir opera sanatçısı olarak gören Jenkins, müzik tutkusunu sahneye taşıma konusunda azimliydi. Ne var ki, sesinin tınısı, müzikal kulağının eksikliği ve ritim duygusunun yetersizliği, dinleyiciler üzerinde çoğu zaman hayranlık değil, hayret uyandırıyordu.

Ancak o, eleştirilere kulaklarını kapayarak ve içindeki tutkuyu kaybetmeden, sahnede kendini bir diva gibi sunmaya devam etti. Jenkins’in performansları, klasik müzik dünyasının katı kalıplarını yıkarcasına, hayranlıkla alay arasındaki ince çizgide dans ediyordu.

Florence Foster Jenkins’in hikâyesi, sanata ve kendine inancın sınır tanımayan gücünü gözler önüne serer. Müzikal yeteneği sınırlı olsa da sahneye çıkma cesareti ve kendine duyduğu sarsılmaz güven, onu bir fenomen hâline getirmiştir. 1944’te Carnegie Hall’da verdiği unutulmaz konser, hem bir doruk noktası hem de tarihe geçen bir trajikomedi ânı olarak hafızalara kazınmıştır.

Jenkins, ironik bir biçimde, sanatın yalnızca yetenekle değil, tutkuyla da var olabileceğini hatırlatan bir efsaneye dönüşmüştür. Onun hikâyesi, estetik ölçütleri zorlayan ama içtenlikten ödün vermeyen bir hayatın müzikal yansımasıdır.

Oyunun yönetmeni ve oyuncuları, hem oyunun ortaya çıkış sürecini hem de karakterlerin arkasındaki duyguları T24’e anlattı.

- Gece Kraliçesi oyununun hikâyesini sizden dinleyelim. Uyarlama fikri nasıl ortaya çıktı ve ekip nasıl bir araya geldi?

Onur Şimdi: Gece Kraliçesi, sanata olan aşkıyla tüm engelleri aşan bir kadının hikâyesi. Uyarlama fikri, bu yolculuğa çıkan insanların hikâyelerine olan ilgimden doğdu. Bir insanın hayallerini gerçekleştirme hakkı başkalarının yargılarıyla mı belirlenmelidir? Florence Foster Jenkins bize bunu sorgulatıyor. Ve kendisi aslında o kadar zamansız bir karakter ki, bizim oyunumuzda bambaşka bir zamanda, Fleur Del Carmine ismiyle yer alıyor. Bu hikâye, yalnızca kötü şarkı söyleyen bir kadının hikâyesi değil. Metni de tüm bunları gözeterek yazdım. Bu süreçte de hem sahne üzerinde hem de sahne arkasında hangi sanatçı arkadaşlarımla çalışmak istediğimi belirlemiştim. Kendileri de bu güçlü kadının hikâyesinden o kadar etkilendiler ki, hep beraber bu oyunu ortaya çıkardık.

- Karakterimiz Fleur Del........

© T24