Sandık demokrasisinde “zor”un “rıza”yla imtihanı
Diğer
31 Mart 2025
Sınırlı demokrasi.
Orhan Pamuk, dünyanın önde gelen gazeteleriyle birlikte T24’te de yayımlanan yazısında Türkiye’de son on yıldır var olan demokrasi uygulamasını böyle tanımladı.
Bizdeki demokrasiyi “düşünce özgürlüğü olmayan ama istediğin adaya oy verebileceğin bir sandık demokrasisi” olarak tarif ederken, “İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla bunun da sonuna gelindiğini” ifade etti.
Bu sandık demokrasisi kavramını önemli buluyorum.
Şöyle ki, bu rejimin içinde yaşayan, onunla birlikte nefes alan 85 milyon insan olarak bizler meşhur “tenceredeki kurbağa” misali suyun hangi noktada kaynamaya başladığını pek kestiremiyoruz.
Dolayısıyla birinin Türkiye’ye bakıp “Sizin yaşadığınız rejim gerçek anlamda demokrasi değil” demesi üzerine zaman zaman şaşırabiliyoruz.
“Yok yahu. Basbayağı sandığa gidip oy veriyoruz. Hatta en son yerel seçimde neredeyse tüm Türkiye’de muhalefet oylarını neredeyse ikiye katladı” diye ülkemizdeki demokrasiyi savunma refleksi gösterebiliyoruz.
Lakin siyasete yapılan bu son müdahale sonrası şimdi artık “sandık demokrasisi” diye tarif edilen bu alanı savunma imkanı da pek kalmamış gibi görünüyor.
Öyle görünüyor ki, iktidarın yakın gelecekte en büyük handikabı da bu olacak.
Hayır, yurt dışındaki muhataplarını Türkiye’de bir demokrasinin hüküm sürdüğüne inandırma çabasından söz etmiyorum.
AKP ve iktidarın hala bir “sandık demokrasisi” içinde olduğumuz konusunda bizzat bu ülkenin yurttaşlarını ikna etmesi gerekecek.
Zira İmamoğlu’na yapılan son iki hamle, tüm gerekçelerden bağımsız bir biçimde toplumun hemen her kesiminde “rakibini susturma hamlesi” olarak algılandı.
KONDA’nın son araştırmasına göre Türkiye’de yaşayan her dört insandan üçü (yüzde73) İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası yapılan eylemleri belirli şartlar altında “haklı” buluyor.
Dolayısıyla şunu söyleyebiliriz: Halkın AKP seçmenini de kapsayan büyük bir kısmı önce diploma iptali, hemen akabinde bekletmeden yolsuzluk ve teröre destek operasyonlarıyla gelen tutuklamayı doğrudan “sandığa müdahale” olarak görüyor.
İşte, tüm sokak eylemleri bastırılsa, muhalefet sindirilse, İmamoğlu coşkusu bir biçimde sona erdirilse bile rejimin karşısında dev gibi bir dert duruyor olacak: Ülkede bundan sonra sandık........
© T24
