menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Devletimiz sahiden o kadar güçlü müdür?

29 1
07.04.2025

Diğer

07 Nisan 2025

Yıllar önce Türkiye’nin en bilgili ve aynı zamanda en mütevazı tarihçilerinden rahmetli Necdet Sakaoğlu çok çarpıcı bir bilgi paylaşmıştı benimle. Daha sonra bunu -bu ay ne yazık ki kapatılan- #Tarih dergisi için de kaleme aldı.

Malum, “Allah devlete zeval vermesin” çok kullanılan bir kalıptır.

Çoğumuz bu kalıptaki “zeval” kelimesinin “yok olma” anlamına geldiğini düşünürüz. “Devlet hiç yok olmasın, hep varlığını sürdürsün” dediğimiz zannıyla kurarız bu cümleyi.

Necdet Hoca bunun yanlış olduğunu, “zeval” kelimesinin aslında tepe noktası yani bir tür zirve anlamına geldiğini aktarmıştı. Kelime, güneşin en tepede olduğu noktayı belirtiyordu.

Yani biz aslında “Allah devlete zirve vermesin” diyorduk. Ne acayip değil mi?

Sebebi de şuydu: Zirve vermesin ki, devlet hep yükselişini sürdürsün. Zirveden sonrası düşüştür. Devlet düşüşe geçmeden yükselip dursun.

Şimdilerde iktidar medyasında özellikle birkaç isim durmadan devletin ne kadar güçlü olduğunu anlatıyor bizlere.

Durmadan benzer şeyleri dinliyoruz onlardan: Devlet çok güçlü. Bu tür sokak eylemlerinden etkilenmez. Olan size olur.

Peki, güçlü devlet ne demek?

Yani bir devlet ne yaparsa güçlenir, ne yaparsa gücünü yitirir?

Bu konuda kafa yoran epey isim oldu aslında dünya tarihinde. Rousseau’dan tutalım Montesquieu’ye devlet felsefesi tartışanların listesi oldukça uzun.

Lakin gelin daha yakın tarihlilere ve özellikle bu “güç” meselesi üzerine kalem oynatanlara kabaca bakalım.

Robert Dahl diye bir siyaset bilimci ve onun “poliarşi” kavramı var mesela…

Oligarşi ve monarşiye karşı poliarşi… Yani çoğunluğun yönetimi…

Diyor ki Dahl, demokrasi klasik anlamıyla bir şey ifade etmez. Orası seçimle varılan bir yer değildir. Kimsenin ulaşamadığı bir hedeftir demokrasi.

Aslında demokrasi........

© T24