menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Murat Keklikoğlu, ruhumuzu sağaltan ağaçları anlattı: Ağacın bilgeliği sabrında yatar, modern insanın bundan öğreneceği ne çok ders var!

22 1
22.11.2025

Diğer

22 Kasım 2025

Dr. İsmail Murat Keklioğlu

Ağaç, tanımlanmaya kalkışıldığında, gelişimini her yıl yenileyen odunsu bir bitkidir. Ağaçların ekonomik önemi bütün dünyada başlıca yapı ve yakacak malzemelerini sağlamasından, kâğıt yapımında kullanılmasından, meyve gibi ürünlerin kaynağı olmasından gelir. Ağaçlar havayı temizlerler; kök sistemleriyle suyu tutmaya yardımcı oldukları gibi selleri ve toprak kaymalarını engellerler. Bunun yanı sıra çeşitli hayvanlara besin ve barınak sağlarlar, güzel görünüşleriyle park, bahçe ve ormanları süslerler.

Bu kupkuru tanımlama kuşkusuz ağaçların işlevsel yanına ilişkin sınırlı bir açıklama. Ne ki, kimi zaman, hatta çoğu zaman başımızı çevirip bakmadan yanlarından geçtiğimiz ağaçların içrek, gizli dünyasında bizim onlarla en eski çağlardan bu yana sürüp gelen gizemli bir bağımız var. Bu gizemli bağ yalnızca ağaçların değil, biz insanların ve tekmil canlıların da ruh derinliklerini yansıtıyor.

* * *

Bana bunu söyleten, Dr. İsmail Murat Keklioğlu’nun bir süre önce Gece Kitaplığı’ndan yayımlanan Ağaçların Kadim Bilgeliği: Ezoterik Ağaçlar ve Çalılar Ansiklopedisi adlı kitabı. Kitap bizi ağaçlar âlemi içinde esrarlı bir yolculuğa çağırıyor: ağaçların eskil gizleri, kutsal bahçelerin içrek öğretileri, dünyanın dört yöresindeki ağaçların inançlara yansıyan öyküleri, metafizik özellikleri…

* * *

Murat Keklioğlu’nun sorularıma verdiği yanıtlar, bu kapsamlı çalışmanın derinliğini daha iyi açıklıyor:

- Ön sözde, “…ağaçların, fiziksel varlıklarının ötesinde, kendi başına birer varlık olmalarının farkına varırız…” demişsin. Bunu biraz açar mısın?

Aslında bu düşünce, benim ağaçlarla kurduğum ilişkinin özünü oluşturuyor. Bilirsiniz, çoğumuz ağaçlara sadece odun, meyve veren ya da gölge sağlayan nesneler olarak bakarız. Ama ben uzun yıllar boyunca orman yürüyüşlerimde anladım ki, her ağaç kendi başına bir hikâye, bir yaşam, bir varlık.

Bazı ağaçlar biz doğmadan çok önce bu topraklarda kök salmış, biz öldükten sonra da burada olmaya devam edecekler. Bir meşe ağacı yüzlerce yıl yaşayabilir ve o süre içinde neler görür, nelere şahitlik eder. Ben ağaçları sadece birer ağaç değil, kendi öznellikleri olan varlıklar olarak görmeye başladığımda, ormanla, doğayla ilişkim tamamen değişti.

Benim için bir ağaca dokunmak, onunla bir çeşit diyalog kurmak gibi. Bazıları bunu mistik bulabilir, ama ben çok gerçek bir deneyim olarak yaşıyorum. Bir ağacın yanında sessizce durduğunuzda, eğer gerçekten dinlemeyi bilirseniz, size anlatacak çok şeyi olduğunu hissedersiniz. Bu, rasyonel akılla değil, daha derinden gelen bir kavrayışla ilgili elbette.

- “Ağaçlarla tefekkür”den söz ediyorsun. Ağaca bir insana yaklaşır gibi yaklaşıyorsun. Doğadan gittikçe koptuğumuz bir dünyada ruhumuzu sağaltmanın bir yolu olarak mı görüyorsun bunu?

Kesinlikle öyle görüyorum! Biz modern insanlar doğadan öyle bir koptuk ki, bunun bedelini ruhsal bir fakirleşmeyle ödüyoruz. Ekranlara gömülmüş hayatlarımız, betonlaşmış kentlerde geçirdiğimiz günlerimiz ve sentetik ortamlarımız içinde bir şeyler eksik kalıyor; içimizdeki derin boşluğu hissediyoruz.

Ormanda yürüyüşe çıktığımda, bir ağacın gölgesinde oturduğumda ya da tefekkür ettiğimde, ruhumu bir tür evine dönüş hissi kaplıyor. Bu öyle bir his ki, sanki içimdeki bir düğüm çözülüyor. Bu, benim için bir hobiden ibaret değil, ruhumun ihtiyaç duyduğu temel bir beslenme gibi.

Japonların “şinrin-yoku” dedikleri orman banyosu pratiği var. Ben bunu yıllardır, adını bilmeden yapıyordum. Ormanın içinde nefes almak, ağaçların yaydığı fitonsitleri içimize çekmek sadece fiziksel değil, ruhsal bağışıklığımızı da güçlendiriyor. Endişelerim olduğunda, yaşlı bir çınarın altına oturup onunla “konuşurum.” Gülmeyin, ama çoğu zaman cevaplarını hissettiğimi söyleyebilirim. Bu aslında kendi içsel ağacımızla yaptığımız bir diyalog.

- "Ağaçların bilgeliği"nden ne kastediyorsun?

İnsan türü olarak kendimizi çok akıllı sanıyoruz, değil mi? Ama düşünün, ağaçlar........

© T24