menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Prof. Melek Göregenli: Saraçhane, Gezi’den daha heterojen bir yapıya sahip; gençlere 'bizi kurtarmalarını beklemek' gibi yeni bir yük yüklüyoruz!

12 15
22.04.2025

Diğer

22 Nisan 2025

Gezi’den sonra, tam 12 yıl sonra toplumsa itirazın en kitlesel haliydi Saraçhane… Çoğunluğunu gençler oluşturdu. Eylemler farklı biçimlerde, formatlarda sürüyor, gençlerin yargılandığı davalar da eylem alanlarına dönüşüyor.

Uzun bir sessizliğin ardından sokak siyasetini yeniden hatırlatan Saraçhane gençliği ile Gezi gençliği arasında kıyaslamalar yapıldı. Zira Gezi’nin sloganları vardı ama Gezi kadar ortak bir tahayyül yoktu.

2000’lerde doğan bu gençlik Z Kuşağı denilerek anlaşılabilir mi? Heterojen olan bu gençliğin ortak paydası AKP karşıtlığı mı? İttihatçı sembolleri kullanan bir gençle sosyalizm yanlısı slogan atan genç birbirini anlayabilir mi?

Sosyal psikoloji alanında çalışmalar yapan, 30 yılını gençlerle birlikte geçiren akademisyen Prof. Melek Göregenli ile konuştum, sorularıma yanıt bulmak için.

Göregenli’ye göre Gezi’de itirazın yanı sıra alternatif önermeler de vardı. Saraçhane’de ise hedeflerde bir homojenlik yoktu.

Gençler için gelecek tahayyülü hiçbir dönemde olmadığı kadar kaybolmuş durumda ve farklı sorunlarla baş etmeye çalışan gençlerden ‘bizleri kurtarmasını beklemek’ ayrı bir yük ve haksızlık…

İşte Prof. Göregenli’nin yazılı olarak gönderdiğim sorularıma yanıtları…

- Sayın Göregenli ‘Saraçhane gençliği’ diye bir kategoriye katılır mısınız? Kuşak meselesi ‘tek tipleştirme’ riski nedeniyle doğru tartışılıyor mu?

Toplumsal olguların, Z Kuşağı ya da başka kuşaklar üzerinden anlaşılabileceğini düşünmüyorum, bu kuşak söylemini bütünüyle anlamsız ve yanlış buluyorum. İnsanın kişisel ya da kolektif davranışlarının belirleyicisi olarak ‘yaş’ değişkeninin merkezde olduğunu yani diğer bütün özelliklerden baskın bir rolü olduğunu gösteren bir bilimsel bilgi bilmiyorum, yok. Ama bu kuşak meselesinin bu kadar popüler ve tartışmaların odağına konmasının nedeni sanırım büyük lafların, öngörülerin, romantikleştirilmiş atıfların kolayca yapılabilmesini mümkün kılması tam da günün egemen popüler ideolojilerine uygun kolaycılık bu. 19 Mart’tan önce başka bir Z kuşağı anlayışı vardı, dikkati hemen dağılan, ciddi hiçbir şeye yoğunlaşamayan, sadece kendini düşünen vb., pek çok bugünün tersi olumsuz atıf. Ben 30 sene gençlerle birlikte yaşadım, bir tek genelleme hakkım olsa şunu söylerdim: Şu yaşadığımız koşulları en çok hakketmeyen en az sorumlu olanlar ve en masumlarımız onlar, bir tek bu açıdan benzer koşullardalar. Zaman zaman bu atıfların hiyerarşiye karşı olduğu düşünülen bir ideolojik zeminde yeni hiyerarşiler yaratmak gibi zararlı sonuçlara algılara yol açabileceğini de düşünüyorum. Gezi’de de aynı eğilim vardı, “orantısız zekâ” nitelemesini hatırlıyorum; şimdi de “bu gençler Türkiye’nin en iyi üniversitelerine girmiş süper çocuklar” gibi nitelemeler var. Sanayide çalışan ve “Ben bu adamı hiç sevmedim, çünkü bana hiçbir faydası olmadı” diyen eylemdeki genci hatırlıyorum. Ayrıca zaten her bakımdan sürdürmekte zorlandıkları hayatlarında, omuzlarına yeni bir yük yüklüyoruz: Bizi kurtarmalarını beklemek gibi mesela. Yaş ilerledikçe insanların konforlarına daha düşkün olabildiğini, belki de bazıları daha çok şeye sahip olabildikleri için risk almalarının daha zor olduğu gibi yaşa bağlı pek çok değişimden söz edebiliriz, gençler daha kolay harekete geçebilirler. Ama bu bilgiler bize farklı özelliklere sahip gençlerin neden ve ne zaman politik kolektif eylemleri başlattıklarını ya da yoğun olarak katıldıklarını açıklamaya yetmez.

- Saraçhane’ye gittiğimde Gezi’ye göre daha genç bir kitle vardı. Ve daha kalabalıktı. Gezi ise yaş olarak daha karmaydı. Saraçhane’deki gençliğin dış görünüş olarak tek tipliliği dikkatimi çekmişti. Hemen hemen hepsi siyah ya da koyu renk giymişti. Cinsiyet fark etmiyor… Bir de yüzlerini tişörtlerle bağlama stilleri ortaktı… Ya birbirlerinden öğrenmişler ya da sosyal medya videolarından. Ki öyle videolar da var. Siz bu durumu nasıl yorumluyorsunuz?

Saraçhane gençliğini doğrudan gözlemleme fırsatım olmadı ama İzmir’deki eylemlerde bulundum ve farklı mekanlardaki gençlerle iletişim imkânı buldum. Sanırım benzer özellikler eylemlerin gerçekleştiği bütün kentlerde vardı. Sınıfsal ve kültürel olarak, eğitim düzeyleri, politik görüşleri bakımından farklı özellikleri olan gençler harekete geçtiler. Bence........

© T24