Eleştirel basın bir dış politika aracıdır
Diğer
05 Ağustos 2025
Türkiye’nin en saygın siyasetçilerinden Hikmet Çetin’den duymuştum.
Dışişleri Bakanı iken çok yakından izlediğim Hikmet Çetin, Bakü’de dönemin Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’le görüştükten sonra birlikte basın toplantısında gazetecilerin karşısına çıkarlar.
Gazeteciler, Çetin’i sadece Azerbaycan değil, başka konularla ilgili de hayli çetin sorularla sıkıştırırlar. Azerbaycan basını ise suya tirit sorular sorar.
Yeni bağımsızlığını almış Azerbaycan’ın bugünden yarına demokratik bir rejime geçmesi tabii beklenmiyordu. Türk tarafının misal seçim döneminde Azerbaycan’a “bari seçimleri yüzde 98 gibi oranlarla kazandığınızı söylemeseniz; oranları biraz daha indirseniz,” mealinden komik tavsiyeler verdiğini hatırlıyorum.
Anekdota dönersek.
Çetin bir ara Aliyev’in kulağına “Bak bizimkiler beni nasıl zorluyor” demiş. Aliyev ise “Bizimkilerde komünist disiplini vardır” diye cevap vermiş.
Şimdilerde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ı Bakü’de Türk gazeteciler tarafından sıkıştırılırken görebilir misiniz? Olsa Olsa Azerbaycanlı gazeteciler sıkıştırır ki, o da ülkenin demokratikleşmesi değil, Türkiye - Azerbaycan dengesinin değişmesinin sonucudur. Eskiden Türkiye’ye dokunmayan Azerbaycan basını, Bakü’nün huzursuz olduğu konularda Ankara’yı eleştirmekten geri kalmıyor. Hatta Ankara’daki Azerbaycan büyükelçisinin de özgüven patlaması sonucu bazı üstenci tavırlarının artık rahatsızlık verdiği kulağıma gelen duyumlar arasında.
Ama konumuz Azerbaycan değil. Konumuz basının eleştirileri karşısında Hikmet Çetin’in sergilediği özgüven ve anlayışa dayalı siyasi kültürün günümüzdeki eksikliği.
90’lı yıllar için konuşabilirim. Nasıl ki AK Parti, kendilerinden önce her şeyin kötü olduğunu savunuyorsa, ben de tersini yapıp her şey harikaydı güzellemesi elbet yapmayacağım. Evrensel gazetecilik standartları vardı diye tabii ki iddia etmeyeceğim.
Ama biz diplomasi muhabirleri olarak sürekli birbirimizi atlatmaya, bunun için de dış politikanın açıklarını yakalamaya çalışırdık. Dışişleri’ni ve Dışişleri Bakanı’nı zorda bırakan çok manşetler atılmıştır. Bu manşetler nedeniyle Dışişleri’nin gazetecilere mesafe koyduğunu hatırlamıyorum. Hatta yalan yanlış abartılı haberler karşısında bile esip gürleme olmazdı.
Bakanlık yetkilileriyle yaptığımız konuşmalar tek yanlı bilgi almaya dayalı değildi.........
© T24
