Hukuk eğitimine talep düştü mü?
Diğer
05 Kasım 2025
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Bugün (5 Kasım) Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk hukuk fakültesi hatta ilk yüksek öğretim kurumu olan Ankara Hukuk Mektebi’nin (Ankara Hukuk) kuruluş yıldönümü.
Atatürk, Devrim’den hemen sonra daha 1925’te Ankara Hukuk’u kurarken bu kurumun “Cumhuriyetin müeyyidesi” olacağını söylemiş.
O zamanki mevcut tek hukuk mektebi olan ve Osmanlı’da kurulmuş İstanbul Hukuk’un Eski Rejim’in yani Osmanlı’nın hukukundan kendisini hemen soyutlayıp yeni Cumhuriyet hukukuna ve özellikle de “devrimlerine” kolay ayak uyduramayacağını düşünmüş ve Ankara Hukuk ile tertemiz bir “beyaz sayfa” açmayı uygun bulmuş olmalı.
Gerçi kendim de Ankara Hukuk mensubu olmama rağmen hakkını teslim etmek gerekir ki İstanbul Hukuk da sonraki performansı ile Cumhuriyet hukukunun benimsenmesinde Ankara Hukuk’tan geri kalmamıştır.
Bizim Ankara Hukuk’un eski hocalarının İstanbul Hukuk’u Bizans ve Osmanlı’nın artık paslanmış ve köhnemiş devamı görerek; İstanbul Hukuk’un aristokrat hocalarının ise Ankara Hukuk’u Anadolu Bozkırının emekleme dönemindeki acemileri olarak görerek, küçümsemeye çalışmaları abartılı tabii, ama işin biraz da tuzu biberi.
Zaten sonrasında uzun süre ülkede Ankara Hukuk ve İstanbul Hukuk dışında başka hukuk fakültesi açılmamış. İki fakülte birbiri ile yarışmış.
Ankara Hukuk genelde hâkim ve savcı, İstanbul Hukuk ise genelde avukat yetiştirmiş.
Hatta 90’ların sonuna kadar bile birkaç sınırlı örnek dışında (Dokuz Eylül, Dicle, Marmara, Selçuk, Gazi) çok uzun süre yeni hukuk fakültesi açılmadı.
90’ların sonunda ise üniversitelerin de özel sektöre açılması ile bazı vakıf üniversitelerinin hukuk fakültesi açmasına izin verildi.
Vakıf hukuk fakültelerinin ilk örnekleri Ankara’da Bilkent, Başkent, Çankaya, Atılım; İstanbul’da Yeditepe, Maltepe, Kadir Has, Kültür, Bahçeşehir.
Son 15-20 yılda ise işin iyice suyu çıktı.
Vakıf ve devlet üniversitelerinde toplam hukuk fakültesi sayısı 100’ü çoktan geçti.
Bu arada hukuk fakülteleri için son zamanlarda üç gelişme yaşandı.
İlki, birkaç yıl önce zamanın YÖK Başkanı Sayın Yekta Saraç’ın inisiyatifi ile hukuk fakültelerine giriş için 125 bin barajı getirilmesi.
Yani üniversiteye giriş sınavlarında ülke çapında 125 bininciden daha geride olanların hukuk fakültelerine girememesi.
Böylece hukuk fakültelerine giriş için asgari bir kalite hedeflenmesi.
İkincisi, geçen yıl başlatılan uygulama ile hukuk mezunlarının avukatlık ve diğer hukuk mesleklerine girişi için merkezi bir seviye ve bilgi sınavı getirilmesi (HMGS).
Sonuncusu ise bu yıl YÖK’ün özellikle devlet hukuk fakültelerinin kontenjanlarını yaklaşık yarıya düşürmesi.
Sanırım bu karar barolardan gelen ciddi baskı sonucu alındı.
Zira son 10-15 yıldır avukat sayısında çok fazla ve ölçüsüz bir artış var.
Bu anormal artış bir yandan avukatlık iş piyasasında çok ciddi bir dengesizliğe ve haksız rekabete sebebiyet veriyor.
Asgari ücretle avukat çalıştıran avukatlar ve işsizlikten dolayı çok önemli davaları asgari tarifenin yarısından bile azına alıp sonrasında eline yüzüne bulaştıran avukatlar dengeyi çok bozdu.
Diğer yandan sayıları yüzü geçen hukuk fakültelerinin büyük çoğunluğunda gerek hukuk eğitiminin kalitesizliği gerekse paralı hukuk fakültesine girmede kayda değer asgari nitelik sınırı aranmaması sonucunda, mezunların niceliğinin (sayısının) çok artmasına karşın niteliğinin aşırı düşmesi genel avukat ve hukukçu seviyesini çok aşağıya çekti.
Hukukçuların yaptıkları anormal hukuk hataları vatandaşların adalet hizmetlerine güvenini sarstı.
İş işten geçince ve her şey iyice dibe vurunca da şimdi alelacele panik halinde bir şeyler yapılmaya........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Mark Travers Ph.d
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon