menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Siyaset ve ticaret

16 1
28.05.2025

Diğer

28 Mayıs 2025

“Çağdaşlaşmanın birinci adımı, toplumun ‘devletin parası’ denen şeyin aslında kendi parası olduğunu anlaması ve bu konuda bilinçlenmesidir.”

Bu ifade geçen hafta kaybettiğimiz, TCMB Başkanı, Rüşdü Saracoğlu’na ait ve aynı dönemde hazine müsteşarlığı görevinde bulunan sevgili öğrencim Mahfi Eğilmez, Rüşdü’yü andığı yazısında hatırlatmış.

Bu kısa cümle aslında fevkalade önemli olan kamu yönetimi, demokrasi, yurttaşlık ilkelerini içeriyor. Burada sorun, toplumun büyük bir kesiminin yurttaşlık bilincinin temellerini ciddiye almıyor olmamızdır. Bunların başında devlet nedir, yasa nedir, merkez bankası, içişleri bakanlığı, milli savunma bakanlığı, gibi kamu kurumlarının ve onların uygulama aşamasındaki uzantısı olan, devlet başkanı, bakan, milletvekili, vali, yargıç, komutan gibi unsurlar kimdir, nedir; para nedir, vergi nedir, para politikası ne demektir gibi asgari düzeyde bilgilere sahip olup olmadığımız kuşkuludur.

Sorunun cevabı net bir “hayır”dır. Tıpkı trafiğin doğru akması için yollara konulan yön ve akışı düzenleyen levhaları “görmediğimiz” gibi, vatandaş olmanın getirdiği sorumluluğu da ciddiye almıyoruz.

Bu kurumlar hizmet etmekte oldukları yurttaşlar adına hareket etmektedir, yani İngilizce karşılığı ile bizim “agent”larımız, tanımlanmış görevleri yerine getirmesi gereken bireylerdir. Bizim onlara karşı sorumluluklarımız anayasa ve yasalarla belirlenir, keza onların bize karşı yetki ve sorumlulukları da kuruluş yasaları, görev yönetmelikleriyle tanımlanır.

“Devletin........

© T24