menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ne değişti?

15 3
21.05.2025

Diğer

21 Mayıs 2025

Yapay zekâ yoğunlukla tartışılan, anlamaya çalıştığımız ve çoğumuzun kaygı ile değerlendirdiği bir konu. Kaygının nedeni, adeta bir yerde bir becerikli bilgisayar tüm yaşamımızı, kişisel tercihlerimizin oluşumunu, devletlerin yönetimini, neleri tüketeceğimizi, hangi işlerde çalışacağımızı belirleyecek, yönetecek. Hepimiz birer robota dönüşeceğiz.

Buna yol açacak olan ise artık insanların öğrenen, düşünen, bizzat bizim gibi ve daha ötesi insan beyninin sınırlamalarına tabii olmadığı için hem bilgiyi hem de malzemeyi daha yüksek bir beceriyle işleyecek olan bilgisayarların bir büyük robotu yönetecek olması.

Henry Kissinger’in, Google ve Microsoft deneyimli Craig Mundie ve Eric Schmidt’le birlikte yazdığı son kitabında yapay zekâ, ümit ve insan ruhu konuları “doğuş-genesis” başlığı altında inceleniyor. Sonuç bölümünde evrenin satranç oyunundan mülhem olduğu, birkaç oyunu izlemenin ardından izleyenlerin de oynamaya başlayabileceği, pasif gözlemcilikten aktif katılıma geçmenin mantık değil, inanç hamlesi olduğu belirtiliyor.

Kissinger ve diğer yazarlar Albert Einstein’a dinle arasının nasıl olduğu sorulduğunda, şu yanıtı verdiğini not etmişler:

“Devasa ve duvarları tavana kadar çeşitli dillerde yazılmış kitaplarla kaplı bir kütüphaneye girmiş bir çocuk gibiyiz. Çocuk bu kitapları birisinin yazmış olması gerektiğini biliyor, ama bunun kim olduğunu bilmiyor, yazı dilini de anlamıyor.

Kitapların özel, anlamadığı, gizemli bir plana göre düzenlendiğini gözlüyor, anlamıyor ama bunda bir sır olduğunu hissediyor.

Bana kalırsa en kültürlü, akıllı insan Tanrı’yı böyle algılıyor.

Mükemmel bir şekilde düzenlenmiş, belirli yasalara göre davranan, ama bu yasaları ancak biraz anlayan bir evrende yaşıyoruz.........

© T24