Sudan’ın kayıp hilali: BAE Milislerinin katliamlarının hedefi nedir?
Sudan’da her gün binlerce mazlum ve masum insan katlediliyor. Oysa biz katili de maktulü de tanımıyoruz. Akan kan, etnik kimlikten çok altın damarları, Kızıldeniz geçitleri ve jeopolitik çıkarlarla ilgili. BAE’nin dolaylı desteğiyle güçlenen RSF milisleri, ülkeyi savaş ekonomisinin içine sürüklüyor. Arka planda, “Afrika’nın kalbini kim kontrol edecek?” sorusu yatıyor.
Sudan ve Sudanlılar sanki bizden çok uzak bir halk, kültür ve tarihe sahip bir milletmişçesine konuya bigâne kalmayı seçiyoruz.
Oysa Sudan tarihimizin önemli bir parçasıydı.
Peki bugün Sudan neden bölünmek isteniyor ve milis katilleri kim besliyor buyurun yakından bakalım.
Yavuz fethetti, Çerkesler yönetti
Sudan, 1517 yılında Yavuz’un Doğu Seferi sonrası Osmanlı hakimiyet alanına girdi; ama Hartum’a dokunulmadı
1820 senesinde Mehmet Ali Paşa, zengin altın yatakları ve köle ticareti meselelerinden dolayı Sudan’a girdi.
Sudanlılar bu döneme Turkiyya derler, yani Türklerin dönemi anlamında kullanılır.
İşin ilginç kısmı Sudan; çok kısa bir sürede Osmanlı’nın diğer bölgelerinde pek görülmeyen bir hususiyetle Türkçe’nin yoğun bir biçimde kullanıldığı ve Türk kültürünün hızla yayıldığı bir bölgeye dönüşür.
Sudan milliyetçileri bu dönemi eleştirir ve Türklerin başka hiçbir yerde yapmadığı bu uygulamayı Sudan’da hayata geçirmesini emperyal niyetlerle açıklar. Lakin bu tavırda İstanbul’dan çok........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d