Kassam Tugaylarını Türk istihbaratı mı kurdu?
İnsan hafızası, bazen bir kıvılcımın dünyayı nasıl tutuşturduğunu anlatan bir kronolojiden ibarettir. Bir direniş hareketinin doğuşunu, bir ulusun savunma refleksini ya da bir ideolojinin nüfuzunu anlamak istiyorsanız, geçmişe eğilin: tohum nerede atıldı, hangi el suladı, hangi taşlar üzerine inşa edildi?
Bu yazının başlangıç noktası da tam olarak bu: Hamas’ı anlamak için onu bağlamdan koparmadan, kökenlerine bakmak gerekiyor. Tam bu noktada karşımıza sıra dışı bir isim ve teşkilat çıkıyor: Enver Paşa ve Teşkilat-ı Mahsusa…
Terör söylemine ilk Cumhurbaşkanı Erdoğan karşı çıktı
Kuvâ-yi Milliye, Osmanlı’nın son çırpınışlarında, imparatorluğun dağılmasının hemen ardından şekillendi. O hareket, yer yer dini ritüellerle, yer yer padişahçı duygularla örüldü; Mustafa Kemal’in Meclis açılışına dair genelgesi bunun somut görüntüsüdür. Kuvâ-yi Milliye, bir yandan askerî kökleri, düzenli subay kadroları ve kurumla ilişkisi sayesinde hızla disipline evirildi; öte yandan toprağı, milleti, hilafeti koruma söylemiyle meşruiyet kazandı. Bu harekete hayat veren hissiyat hem ulusal hem de dinî motifleri yan yana taşıyordu.
Hamas ise başka bir coğrafyada, başka bir zaman diliminde filizlenmiştir. Kuruluşu bir anda cephane tüfekle değil; yardım-faaliyetleri, toplumsal ağlar, dini eğitim ve sosyal hizmetler ile başlamıştır. 1970–80’lerin politik harita değişimleri, Filistin içindeki örgütlenme boşlukları ve İslami hareketlerin yükselişi; Hamas’ın oluşum zeminini hazırladı.
Bu oluşumun Kuzey Afrika ya da Anadolu’nun Kuvâ-yi Milliye geleneğiyle uzanabildiği ortak bir akıl vardır.
İki hareketin kesiştiği en önemli nokta şudur: her ikisi de “işgal” ya da “yabancı egemenlik” algısına karşı bir tepki olarak doğdu. Hem Kuvâ-yi Milliye hem Hamas, kendi toplumuna “bizim adımıza kim savunacak?” sorusunu sordurdu; bu sorunun cevabı, milisleşme, yerel örgütlenme ve halk tabanlı meşruiyet biçiminde ortaya çıktı. Ayrıca her iki hareket de halkla kurdukları ilişki sayesinde kendilerini meşrulaştırdı: Kuvâ-yi Milliye kendi döneminin yerel ağlarını, cami cemaatlerini ve eski Osmanlı subaylarını kullanırken; Hamas sosyal yardımlaşma kurumları, eğitim merkezleri ve dini ağlarla tabanını genişletti. Bu pratikler, “askeri/paramiliter” faaliyeti toplumun sinesine gömdü: direniş yalnızca cephede değil, yaşamın kendisinde de örgütlendi.
Bu benzerliği ilk defa Cumhurbaşkanı........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d