Define avcıları: Yağma, istila ve hırsızlık üçgeni nasıl işliyor?
Yitip giden hayatların gölgesinde Anadolu’nun tarihine definecilik darbesi
Anadolu’da neredeyse her köy ve kasabanın belalı definecileri vardır. Bunlar jandarmanın radarında olsalar da definecilik artık tarihi kentlerimizde ocak söndüren ve aileleri dağıtan bir boyuta ulaşmıştır.
Arayışı saplantı haline getiren kimseler servetini bu yolda kaybederken ailelerini de beraberlerinde harap etmekteler.
Büyük şairin mezarı da yağmalandı
“Yüz bin mihnet ile bir bağ yetirdim
Yemedim meyvesin el aldı gitti
“Hoyrat dost bağından gül aldı gitti
Nazlı yâre kem haberim geliptir
Dostlar ağlar düşmanlarım gülüptür
Dediler ki Dertli Emrah oluptur
Kimi kazma kimi bel aldı gitti”
Define arayışı adı altındaki yağmadan nasibini alan yalnızca antik mezarlar değildi, Van’ın önemli halk ozanı Ercişli Emrah’ın mezarı da yağmalananlardandı. Ozanın şiirinde dediği gibi ‘kimi kazma kimi bel’ alıp gitmişti.
Üstelik Ercişli Emrah’ın mezarı ikinci kez yağmalanıyordu.
Toprak sıkıldığında tarihin fışkıracağı Anadolu’da neredeyse her şehirde, hatta köyde yasadışı şekilde define arayan kimselerin sayısı azımsanamayacak kadar çoktur. Bu kişiler bir hayal peşinde varını yoğunu kaybederken yüzlerce yıllık mezar alanları ve antik yapılarda da büyük tahribatlar meydana getiriyor.
Özellikle Van’ın bu denli yoğun şekilde definecilerin hedefi olmasının altında yatan en önemli neden ise İttihat ve Terakki döneminde meydana gelen büyük ‘Ermeni Tehciri’dir.
İbn-i Haldun’a göre definecilik aklı zayıf kişilerin işidir
Define arayıcılığı bugünün problemi değildi. Özellikle mezar soygunculuğu eski çağlardan beri hoş karşılanmayan ama yaygın bir uğraştı. Ünlü Müslüman Sosyolog İbn-i Haldun definecilikle uğraşanları akıl olarak zayıf kişiler olarak tanımlayarak bu faaliyeti tasvip etmediğini ‘Mukaddime’de şu sözlerle belirtiyordu;
“Şehirlerdeki aklı zayıf kişilerden birçoğu toprağın altından mal ve para çıkarmak için hırsla çalışmakta, bu yoldan kazanç ve servet sahip olmayı istemekte, evvelki milletlere ait malların tümünün yerin altında saklı olduğuna, hepsinin üzerlerinin sihirli tılsımla mühürlü olduğuna, onun ilmine vakıf olan ve onu çözmek için yanında buhur, dua ve kurban bulunduran bir kimseden başka hiçbir kimsenin o mührü........© SuperHaber
