menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Cinayet, kara para...Türk Masonların kirli ellerinde hangi suçlar var?

26 0
22.10.2025

Bazı yapılar tarih sahnesinde yalnızca görünür güçleriyle değil, görünmez izleriyle yer edinir. Osmanlı son döneminin karanlık kahvehanelerinde fısıltıyla konuşulan masonluk, Cumhuriyet’in ilk yıllarında yasaklandığında yeraltına inmedi; aksine, devletin gölgesinde yeni şekiller aldı. Aradan geçen onlarca yıl boyunca masonluk bir örgütten çok daha fazlasına dönüştü: Bazıları için aydınlanmanın simgesi, bazıları içinse karanlık bir elit ağının kod adı. Bugün Türkiye’de masonluk tartışmaları yalnızca tarihî belgelerle değil; iş dünyasındaki devasa para akışları, medya organlarının sahiplikleri, soruşturmaların gölgesi ve kanlı saldırılarla yeniden gündemde.

“Masonluğun kısa tarihi: Selanik’ten Çırağan’a uzanan sızmanın anatomisi” dosyamızda anlattığımız Masonluk meselesine bir de günümüzdeki faaliyetlerine uzanacağız.

Rahmetli Uğur Mumcu yıllar önce şöyle yazmıştı: “Türkiye’de silah tacirleriyle bankerler arasındaki bağlantıyı kuran örgütlenmelerin bazıları mason localarının içinden geçer.”

Başka bir deyişle Mumcu’ya göre Türk ekonomisi ve baronların şekillendiği siyasi argümanlar Mason localarında şekil buluyordu.

Kanlı Bir Gece: Mason Locasına Yapılan Kartal Saldırısı

9 Mart 2004 gecesi.

İstanbul Yakacık’ta, sıradan bir restoran tabelasının ardında aslında bir loca bulunuyordu: Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası’nın yemekli toplantı alanı.

Silahlı iki saldırgan kapıdan içeri girdi; önce güvenlik görevlisini vurdu, ardından içeride oturan mason üyelerine ateş açtı. Patlatılan el yapımı bombalar, camları değil bir algıyı tuzla buz etti: “Masonluk artık sadece bir söylenti değil, hedef alınan somut bir yapı.”

O gece iki kişi hayatını kaybetti, birçok kişi yaralandı.

Devlet olayın üzerine gitti, saldırganlar yakalandı.

Mütalaalarda “radikal İslamcı motivasyon” ve “masonlara yönelik ideolojik nefret” ifadeleri yer aldı; ancak saldırının ardındaki örgütsel yapı hiçbir zaman kesinleşmedi. Bu da komplo teorilerine yeni bir nefes verdi: “Masonluk öyle sıradan bir dernek olsaydı, bu kadar örgütlü bir saldırıya hedef olur muydu?”

Siyasetin Karanlık Aynası: Kim Masondu, Kim Değildi?

Cumhuriyet tarihini bilenler için masonluk, yalnızca bir ritüel değil; siyasetin “arka odası” anlamına da gelir.

Mesela 1964 yılında Adalet Partisi'nin başına geçen genç bir mühendis vardı: Süleyman Demirel. O günlerde gazetelere sızan iddia şuydu: “Demirel mason locasına........

© SuperHaber