CHP'nin rüşvet çarkı: Menderes'i aynı taktikle darağacına götürdüler
Bugünlerde Türkiye’nin ana muhalefeti olan partisi yolsuzluk ve usulsüzlük yaptığı gerekçesi ile yargının kovuşturmalarına uğruyor. Belediye başkanları kendi üyelerinin yaptığı ihbarlar ve tanıklıklarla görevden uzaklaştırılırken parti içinde usulsüz kongreler mercek altına alınmış durumda. CHP’li kurmaylar ise dokunulmazlıkları olduğu zannıyla tüm meseleyi siyasi hesaplara indirgiyor ve yapılan yanlışların görmezden gelinmesini talep ediyor.
1960 yılına gelindiğinde CHP’nin yaptığı yolsuzlukları, usulsüzlükleri ve çıkardığı kargaşanın üzerine giden Adnan Menderes ise tarihin en rezil askeri darbesiyle durdurulmuştu. Üstelik Yassıada’da kurulan tiyatro ise milletin sinesine ve hafızasına kazınmıştı. İnsan unutan bir varlıktır, bu yüzdene Allah ona hatırlama nimetini bahşetmiştir. Buyurun o günkü sefil olayları ve Şehit Başbakan Ali Adnan Menderes’in her şeyi göze alarak başlattığı amansız mücadeleyi yeniden hatırlayalım.
CHP, Başbakan’ın öldürülmesini istiyor
Adnan Menderes ve kurulan Tahkikat Komisyonu hep öcü ilan edildi. Sözüm ona soruşturmalar CHP’ye karşı kurulmuş bir siyasi kumpastan ibaretti.
O dönemde Türkiye’nin ana muhalefeti olan CHP kurmayları işin dozunu öyle kaçırmış ki Irak’ta meydana gelen siyasi suikastları örnek göstererek Başbakan Menderes’in de suikastla ortadan kaldırılmasını talep ediyorlardı. Menderes nihayet bu konuşmalara şu sözlerle köpürecekti;
“Irak’ı emsal göstererek adeta bunları öldürecek bir serseri çıkmayacak mı demektedirler. Biz bunların meşum maksadını seziyoruz. Bir zamanlar Atatürk’e dahi suikastlar tertip edilmiştir. Ama buna cüret edenlerin idam sehpalarında can verdiklerini hatırlasınlar.”
CHP, 1958 yılından itibaren alenen Askeri Darbe’yi gündemine almış ve ülkeyi yasal düzlemden uzaklaştıracak bir politikayı parti programı haline getirmişti.
Menderes dozu artan Darbe çağrıları karşısında sinmek bir yana dursun söylemlerinin dozunu artırmış ve CHP’yi kanun dairesinde siyaset yapmaya çağırıyordu;
“eğer muhalefet kanun dışına çıkarsa baş aşağı yere vuracağım”
CHP kendisini siyaset üstü konumlandırıyor ve hükümetin her eylemini adeta provoke etmeyi misyon haline getirmişti. Menderes bunu TBMM’de şu sözlerle haykıracaktı;
“Ak denilene mutlaka kara, kara denilene mutlaka ak demektedir. Tahammül ve müsamaha değil, insafı bile akla getirmemektedir. Kendisini bu meclis camiasının dışında ve hatta üstünde telakki etmekte, hükümeti ise meclisin dışında veya meclise yabancı bir teşekkül........© SuperHaber
