menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Orta Sınıflar Çöküyor (mu?)

8 0
11.05.2025

20. yüzyılda beşeri sermaye odaklı meritokratik sistem inşası tüm kesimlerin toplumsal kalkınmaya katılabilme imkânını getirmiş, hizmetler kitleselleşmiş ve özellikle orta sınıflarda büyük genişlemeler yaşanmıştır. Bu dönemde eğitimden sağlık hizmetlerine ve ulaşıma kadar tüm hizmetlerin erişimi önceki dönemlere göre çok daha kolaylaşarak yaygınlaşmıştır. Büyük kitleler bu hizmetlere çok rahat bir şekilde erişebilmiştir. Şartların nispeten eşit olduğu bu dönemde orta sınıflar işgücü piyasasında güçlü bir konuma gelerek ekonomik kalkınmadan aldıkları pay ve refahları sürekli artmıştır. Liyakate/beşeri sermayeye dayalı meritokratik sistem kendisinden bekleneni vermiş, toplumlarda ekonomik ve sosyal hareketlilik artmıştır. Bu kapsamda toplumların kalkınmasının ana itici gücü olan orta sınıflar ülkelerin de bel kemiğini oluşturmuştur.

Sonra teknolojik kırılmaların yol açtığı dönüşümler ve özellikle otomasyonun yaygınlaşması ile bu dinamikler değişmeye başlamış ve orta sınıflar kazandıkları mevzilerini yavaş yavaş kaybetmeye başlamıştır. Tüm ülkelerde ikinci dünya savaşı sonrası genişleyen ve önemli imkânlara sahip olan orta sınıfların son dönemde zayıfladığı, sahip olduğu avantajlarını giderek kaybettiği görülmektedir. Görünürde beşeri sermayeye verilen önem değişmese de sistemin dinamikleri değişmeye, erişilenlerin kalitesi düşmeye ve kalite farkları artırmaya başlamıştır. Yani liyakate dayalı sistem sanki mutasyona uğramış gibi sistemin görece eşitlikçi yapısı bozulmaya başlamıştır. Önce sahip olunan işler kaybedilmeye, alınan ücretler azalmaya başlarken sosyal hareketliliğe imkân veren başta kaliteli eğitim kurumları olmak üzere diğer hizmetlere güç yetirebilme imkânı da giderek zayıflamaktadır.

Bu sürecin ana belirleyicisinin teknolojik kırılmalar olduğu görülmektedir. Özellikle 1980’li yıllardan sonra teknolojik dönüşümlerle otomasyonun yaygınlaşması otomasyona maruz kalan iş pozisyonlarını yok ederken yeni işlerdeki beceri beklentisini sürekli artırmaya başlamıştır. Son dönemde özellikle yapay zekâ teknolojilerinin otomasyonu çok daha güçlendirmesi bu süreci çok daha hızlandırmıştır. Orta sınıflar giderek işlerini kaybetmeye veya daha düşük ücretli işlerde çalışmaya zorlanmaktadır. Dahası, geçici veya yarı zamanlı işlerde çalışan sayısı sürekli artmaktadır.

Teknolojik dönüşümlerle ortaya çıkan üst becerili yeni iş pozisyonları da artık orta sınıflar tarafından doldurulmamakta, sadece varlıklı kesimlerin maliyetini karşılayabildiği ve okul öncesinden başlayıp doktoraya kadar devam eden kaliteli bir eğitimle karşılanabilir hale gelmiştir. Bir başka deyişle, kaliteli eğitimle çok kazandıran yüksek becerili işler arasındaki bağ oldukça güçlenmiştir. Artık, varlıklı kesimler eğitim üzerinden avantajlarını yeni nesillere aktarabilme avantajını yakalamıştır. Diğer taraftan, özellikle evliliklerin eğitim seviyesine göre gerçekleşmesi, varlıklı kesimlerin lobi ve siyasal müdahalelerle avantajını korumaya veya sürekli artırmaya çalışması bu bağı çok daha güçlendirirken toplumlardaki gelir dağılımı eşitsizlikleri çok daha derinleştirmiştir. Örneğin, ABD’de 1970-2021 yılları arasında orta sınıfın toplam gelirden aldığı pay b’den B’ye ve düşük gelirli sınıfın payı ise ’dan %8’e düşerken yüksek gelir grubuna dâhil edilenlerin toplam kazancı ise )’dan P’ye yükselmiştir (https://www.forbes.com/sites/katharinabuchholz/2023/04/21/how-americas-middle-class-is-shrinking-infographic/).

Ayrıca, gelirlerden büyük........

© SuperHaber