menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Irak ve İran Örnekleriyle Postmodern İşgal Yöntemi Olarak 15 Temmuz

32 1
14.07.2025

Tarihler ve coğrafyalar değişse de bazı senaryoların ardındaki akıl şaşırtıcı derecede benzer olabiliyor. 21 Mart 2003'te ABD, "Irak'ta kitle imha silahları var" yalanıyla düğmeye bastığında, Başkan George W. Bush "Irak halkını özgürleştirmeye geliyoruz" dese de işin aslı demokrasi değil petrol, özgürlük değil kaostu. Hedef, Irak'ı savaş meydanında değil, içeriden çökertmekti. Bu uğurda kullanılan en güçlü silah ise bir tank ya da füze değil, Kesnizani Tarikatı oldu.

Kesnizani, yani "Kimse bilmiyor" anlamına gelen bu tarikat, Saddam'dan başka herkesin bildiği bir sırdı. Irak'ın en stratejik kurumlarına sızmış; Genelkurmay kadroları, iç istihbarat servisi ve hatta Saddam'ın ailesine kadar nüfuz etmişlerdi. Eşi Sacide'nin bile tarikat şeyhinin ayaklarını yıkadığı, İzzet El-Duri, Uday Hüseyin ve Savunma Bakanı gibi önemli isimlerin müridi olduğu bu yapı, Amerikan askerleri Bağdat kapısına dayandığında Irak ordusunun direnmeyişinin arkasındaki temel nedendi. Zira şeyhleri, direnmeyin emrini vermişti. Peki, o şeyhin kulağına bu talimatları kim fısıldıyordu? Cevap açıktı: CIA ve Mossad. ABD'li yetkililerin "Saddam'ın yatak odasındaydık" sözleri, bir istihbarat başarısından ziyade, bu tarikat aparatının ürünüydü. Irak, kurşun atılmadan, içeriden teslim alınarak böyle çökertildi...

Türkiye 2016: FETÖ'nün Postmodern İşgali

Irak modeli işe yaramıştı ve şimdi hedef Türkiye'ydi. Bu kez sahnede bir başka tarikat vardı: Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ). Yıllarca eğitim kisvesi altında en zeki çocukları devşirdiler. Sadakatleri devlete değil, Pensilvanya'daki şeyhlerineydi. Devletin tüm damarlarına sızdılar: yargıya,........

© Stratejik Düşünce Enstitüsü