menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Amerika’da Epstein Var da Türkiye’de Yok mu?

8 1
30.08.2025

Bir sabah Trump uyanıyor, ağzından “Netanyahu savaşların kaynağıdır, derin, karanlık bir piçtir” sözleri dökülüyor. Tarih: 8 Ocak 2025.

Aylar geçiyor… Takvim 20 Ağustos 2025’i gösterdiğinde, aynı Trump bu kez Netanyahu’yu “savaş kahramanı” diye yüceltiyor, hatta kendisini onunla yan yana koyuyor.

Peki ne oldu da bu dönüş bu kadar hızlı yaşandı?
Amerikan siyasetinde böylesine keskin U dönüşlerini sadece diplomatik nezaketle açıklamak mümkün mü?

Yoksa…
Bir yerlerde tozlu kasalarda saklanan Epstein arşivleri mi devreye girdi?

Belki de kim bilir… Mossad, malikaneden çıkan kasetleri “hatırlatma” için masaya koymuştur.

Çünkü bu dünyada siyaseti bazen sandık değil, kaset odası dizayn eder.

Malikâneler, Villalar ve Kameralar
Dünyanın bir ucunda Jeffrey Epstein… Malikânesinde dünya liderlerini, milyarderleri ağırladı. Kamera kayıtları vardı, tuzak vardı, şantaj vardı.

Diğer ucunda Adnan Oktar… Boğaz’a nazır villalarında “kedicik” maskesiyle yürütülen aynı düzenek. Yine kameralar, yine şantaj, yine ağlar.

Bir farkla: Birinde “hayırsever milyarder” maskesi, diğerinde “dinî cemaat” perdesi vardı.

Paranın Gizli Dili
Jeffrey Epstein’ın Bill Gates’e imzalattığı o tek 1 dolarlık banknot…
Kâğıt üzerinde sıradan bir hatıra gibi duruyordu. Ama aslında bir mesaj değil miydi?
“Bak, elimde seninle ilgili belgeler, görüntüler var. İstersen bunları saklarım, istersen açığa çıkarırım…”

Türkiye’de ise benzer bir sembol vardı: FETÖ’nün kripto 1 dolarları.
Kimileri için sadece bir banknottu. Ama örgüt içinde, kimin hangi rütbeye sahip olduğunu, kime bağlı olduğunu gösteren gizli bir şifreydi. Adeta bir kimlik kartı gibiydi.

Paranın burada bir alışveriş değeri yoktu. Asıl işlevi, sadakati ve tehdidi simgelemekti.
Birine “sen bizdensin” denmesinin, ya da “bizim elimizdesin” mesajının sessizce verilmesiydi.

Kısacası:
- Epstein’ın 1 doları bir şantaj imzası,
- FETÖ’nün 1 doları ise bir hiyerarşi koduydu.

Ve her iki durumda da para, cebimize girmek için değil, kaderimizi ipotek altına almak için dolaşıyordu.

Siyaset, Medya ve Servet
Oktar’ın villalarına sadece saf gençler değil, kimi siyasetçiler, iş insanları ve medya figürleri de uğradı. Kimileri siyasette yol aradı, kimileri televizyon ekranlarında boy gösterdi, kimileri servetine servet kattı.

İnsanın aklına istemsiz sorular geliyor:
- Bu servetlerin kaynağı neydi?
........

© Stratejik Düşünce Enstitüsü