menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Küresel Merkez Artık Türkiye: “Yeni Dünya” İstanbul’da Kuruluyor

16 0
12.05.2025

Dünya, son birkaç günde adeta bir satranç tahtasına dönüştü ve bu tahtanın tam ortasında, tüm hamleleri ustalıkla yönlendiren bir aktör var: Türkiye! Gazze’den Ukrayna’ya, Keşmir’den Suriye’ye kadar uzanan krizlerde Türkiye’nin adı, sadece bir arabulucu olarak değil, bir lider, bir umut ışığı, bir barış mimarı olarak yankılanıyor. Hamas-ABD görüşmelerinde, Pakistan-Hindistan ateşkesinde, Suriye ve Lübnan’ın İsrail karşısındaki pozisyonunda, Rusya-Ukrayna barış sürecinde ve hatta PKK’nın kendini feshetmesi gibi tarihi bir dönüm noktasında Türkiye’ye teşekkür eden devletler, liderler ve halklar…

Peki, bu nasıl oldu? Türkiye, bu muazzam gücü, bu eşsiz inisiyatifi nasıl ve nereden yakaladı? Akıl sahipleri, bu sorunun cevabını iyi düşünmeli, zira karşımızda sadece bir ülkenin değil, bir milletin yeniden doğuş destanı var!

Diplomasinin Zirvesi: Türkiye’nin Güvenilir Arabuluculuğu

Türkiye’nin son günlerdeki küresel liderliği, tesadüf değil, yıllardır inşa edilen bir vizyonun meyvesidir. Hamas ile ABD arasındaki anlaşmada her iki tarafın Türkiye’ye teşekkür etmesi, tesadüfi bir jest değil, Ankara’nın adil, tarafsız ve kararlı duruşunun bir yansımasıdır. Gazze’de akan kanın durması için gece gündüz çalışan, Filistin’in haklı davasını her platformda savunan Türkiye, sadece bir arabulucu değil, aynı zamanda bir vicdan köprüsü oldu. Hamas’ın “Türkiye’nin desteği olmadan bu anlaşma mümkün olmazdı” demesi, ABD’nin bile bu gerçeği kabul etmesi, Türkiye’nin küresel siyasetteki ağırlığını gözler önüne seriyor.

Pakistan-Hindistan geriliminde de benzer bir tablo var. Keşmir’de patlayan kriz, nükleer silahlara sahip iki komşuyu savaşın eşiğine getirirken, dünya nefesini tuttu. Ancak Pakistan, ateşkes anlaşmasının ardından Türkiye’ye teşekkür etti. Neden? Çünkü Türkiye, sadece tarafları masaya oturtmakla yetinmedi; aynı zamanda bölgede kalıcı barış için stratejik bir vizyon sundu. Türkiye’nin bu çatışmada “tarafsız ama etkili” bir aktör olarak öne çıkması, onun bölgesel değil, küresel bir güç olduğunu kanıtladı.

Ortadoğu’da Barışın Mimarı: Suriye, Lübnan ve İsrail Denklemi

Suriye ve Lübnan, yıllardır İsrail’in bombardımanları altında inim inim inlerken, Türkiye’nin cesur çıkışı bir dönüm noktası oldu. Ankara, İsrail’e “Bu zulme son ver” diyerek sadece diplomatik bir çağrı yapmadı; aynı zamanda sahada ve masada tavizsiz ve etkili bir baskı kurdu. Suriye ve Lübnan’ın Türkiye’ye teşekkür etmesi, bu başarının somut bir göstergesi. Türkiye, Esad yönetimiyle ilişkileri normalleştirme yolunda attığı adımlarla, İran ve Rusya gibi aktörlerle dengeli bir diplomasi yürüterek Ortadoğu’da yeni bir sayfa açtı. Bu, sadece bir askeri ya da........

© Stratejik Düşünce Enstitüsü