menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Tunceli valisi

578 147
23.05.2025

Türkiye’nin en büyük sorunu nedir derseniz, ikiyüzlülüktür.

Başımıza her ne geliyorsa -hangi konu olursa olsun- ikiyüzlülükten geliyor.

Hatırlayalım lütfen... Mardin büyükşehir belediye başkanı görevden alınıp, yerine Mardin valisi kayyum olarak atandığında, taşlanacağımı bile bile ısrarla anlatmıştım, “bu mesele terörle mücadele meselesi değildir, bu mesele Kürt meselesi filan değildir, seçime endeksli, koltuğa endeksli manevralardan ibarettir, ikiyüzlü pazarlıklardan ibarettir” demiştim, “sarayın işine gelmezse, kapanım yapar, Ahmet Türk’ü görevden alır, yerine kayyum atar, işine gelirse, açılım yapar, Ahmet Türk’ü kurye yapar, o kayyum atadığı valiyi de Ahmet Türk’ün emrine verir” demiştim, “Ahmet Türk’e kayyum atandı diye fellik fellik Mardin’e koşturup DEM parti otobüsünün üstüne çıkan Özgür Özel maalesef bu durumu kavrayamıyor” demiştim. Vay sen misin bunları söyleyen... Kimisi kayyumlara karşı çıktığım için PKK’lı olduğumu iddia etti, kimisi yerli ve milli hükümetin terörle mücadelesine zarar vermeye çalıştığımı, devlete iftira attığımı iddia etti, küfür kıyamet gırla gitti, kimisi de CHP’nin bu zor gününde DEM partinin yanında durarak çok doğru yaptığını, benim CHP düşmanı olduğumu filan söyledi.

Beş ay geçti.

Kimin haklı olduğu Tunceli’de cevap buldu.

Tıpkı Mardin’de olduğu gibi, Tunceli belediye başkanını görevden alıp, Tunceli valisini kayyum atamışlardı. Aradan geçen bu beş ayda PKK ve DEM partiyle yürütülen pazarlıklar sarayın istediği noktaya gelince, PKK’lılar fırsat bu fırsat diyerek Tunceli’de anma toplantısı düzenlemek istedi, kayyum vali dayanamayıp “bu kadar da olmaz” diye itiraz edince, şırrak, görevden alındı!

İşine gelirse, kapanım yapar, valiyi kayyum atar.

İşine gelirse, açılım yapar, kayyum valiyi emirlerine verir.

Gerçekleri anlamak istemeyenlere, hayat mutlaka anlatır.

Bakın şu son günlerde yandaş medyada habire köpürtmeye çalıştıkları Gabar petrolü mesela... Tıpkı işte böyle -seçime endeksli- ikiyüzlülüktür.

Meseleyi izah edebilmek için sizi iki kişiyle tanıştıracağım, iki kahramanla, fotoğraflarını görüyorsunuz.

Biri Esma... Esma Çevik, 1988 doğumluydu, Tekirdağ Hayrabolu’dan yıllar önce İstanbul Bayrampaşa’ya göç etmiş bir ailenin kızıydı, Bayrampaşa’da büyümüştü, Anadolu lisesinde okudu, bir yandan okuyor, bir yandan da bijuteri dükkanında çalışarak harçlığını çıkarıyordu, en büyük hayali avukat olmaktı, üniversite sınavına girdi ve hukuk fakültesini kazandı, ama maalesef ailesinin maddi zorlukları vardı, bir başka şehirde okuyabilmesi neredeyse imkansızdı, daha birinci sınıfta bırakmak zorunda kaldı, astsubaylık sınavına girdi, onu da kazandı, jandarma astsubay oldu, ilk görev yeri trafikti, Bodrum’a tayin edildi, mis gibi tatil beldesinde gayet konforlu şekilde görev yapıyordu, ama askerlik mesleğini sevmişti, trafik onu kesmedi, komanda kursuna katılmak üzere gönüllü yazıldı, erkek meslektaşlarıyla birlikte çok ağır şartlarda eğitim aldı, komando brövesini de göğsüne gururla taktı, onunla da yetinmedi, çooook çok daha tehlikeli bir bölüm olan bomba imha kursuna gönüllü yazıldı, bomba imha uzmanı oldu, Şırnak’a tayin edildi, ailesi tarafından davul zurnayla uğurlandı, astsubay üstçavuş rütbesiyle, patlayıcı imha timi komutanı sıfatıyla Şırnak’ın İdil ilçesinde görev yapıyordu, kırsaldaki........

© Sözcü