Efe olmaktan ziyade efe kalmaktır mesele
Fırıldak Kubi...
Kubilay Uygun.
Gençlerimiz hatırlamaz, TBMM efsanesiydi.
Siyasetin simgesiydi.
Demokrat Parti’den milletvekili seçilmiş, Yassıada’da yargılanmış bir babanın oğluydu, lise mezunuydu, ülkü ocaklarına katıldı, milletvekili olmak için MHP’yi yokladı, olmadı, babasının nüfuzunu kullanarak DYP’yi yokladı, gene olmadı, ANAP’a katıldı, gene milletvekili olamayınca, dümeni sol’a kırdı, “Ecevit hayranıyım” dedi, başardı, DSP’den milletvekili oldu, “yahu siz ülkücü değil miydiniz, DSP’de ne işiniz var” diye sordular, gayet pişkindi, “o benim değil DSP’nin problemi” dedi, milletvekili seçilir seçilmez ilk iş, otomobilini değiştirdi, külüstür bir yerli otomobile binerken, son model BMW’ye binmeye başladı, meclis aritmetiği tahterevalli dengesi gibiydi, bir milletvekilinin bile öbür tarafa geçmesi hükümetin değişmesi anlamına geliyordu, DSP’den seçildikten yedi ay sonra soyadı gibi uygun bir milletvekili aranıyordu, soyadı gibi uygun vaatlerle DYP’ye geçti, sadece üç gün sonra karşı vaatlerle DSP’ye geri döndü, mikrofon uzatıp açık açık “para mı alıyorsunuz” diye sordular, “rüşvet aldığımı iddia edenler şerefsizdir” dedi, bunu dedikten bir hafta sonra “baba ocağımdan ayrılmak içime sinmedi” dedi, gene DYP’ye geçti, demeye kalmadı, 28 Şubat süreci patladı, gemiyi ilk terkeden oldu, “biliyorsunuz ben zaten oldum olası ülkücüyüm” dedi, MHP’ye geçti, “partiler niye sizi böyle kapış kapış kapışıyor” diye sordular, bu defa gayet samimi izah etti, “piyon olduğum için” dedi, “meclis aritmetiği nedeniyle işleri düşünce gel diye çağırıyorlar, işleri bitince başka kapı arayışına giriyorsunuz” dedi, “aslına bakarsanız, ben vatandaşlarımıza bunların birbirlerinden hiçbir farkı olmadığını gösteriyorum” dedi, bu son cümlesinde gayet haklıydı, MHP milletvekiliyken gene karşı tarafın safına geçti, MHP’nin ret verdiği ANAP-DSP hükümetine güvenoyu verdi, “ölene kadar........© Sözcü
