menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Polislerin çığlığını duydunuz mu?..

157 1
wednesday

Komiser rütbesindeki “Sarı Osman” lakaplı babam, Çanakkale Emniyet Müdürlüğü’nde görevliydi.

Vakit buldukça okur, yasaları bilir, devletin polisi olmaktan gurur duyardı. (Geçenlerde Antalya-Kepez Belediyesi’nin kütüphane yetkilileri onun okuyup, içine notlar iliştirdiği Mareşal Fevzi Çakmak’ın dehasıyla ilgili bir kitabı bana armağan ettiler.) Sicili çok parlaktı, sayısız takdirnamesi vardı. Adı, emniyet teşkilatında bir efsane gibi dilden dile dolaşırdı.

İngiltere’nin ünlü polis teşkilatı Scotland Yard’dan gelen uzmanların yönetimindeki Yüksek Dedektiflik Kursu’nu, “Çok İyi” dereceyle bitirmişti.

★★★

O yıllarda çocuktum, ortaokulda okuyordum.

Babam bir akşam eve çok yorgun geldi. Her zaman gülümseyen yüzü gergindi. Rengi sapsarıydı. Durmadan terliyordu.

Çok geçmeden göğsünü tutmaya başladı.

Güçlükle nefes almaya çalışırken, gömleğini yırtıyor, düğmeleri kopartıyordu.

Beti benzi atmış, gözleri kaymıştı. Sevgili babamız gözümüzün önünde gidiyor ama bir şey yapamıyorduk.

Annem ve biz 5 kardeş, bir yandan ağlıyor, diğer yandan da “Babamızı kurtarın!” diye feryat ediyorduk.

Allah’tan komşular imdadımıza yetiştiler, hastaneye götürdüler.

★★★

Doktorlar daha görür görmez teşhisi koydular: Kalp krizi, enfarktüs... Nedeni;........

© Sözcü