menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Nereye gidiyoruz, bundan sonra neler yaşayacağız?..

193 29
04.09.2025

Çankaya’daki bağ evinin penceresine bir kuş kondu. Bir karış boyunda, kahverengi gövdesinin altı siyah bir kuş. Beni gördü, tam havalanırken öttü. Ötüşünü uzattığı tiz bir sesi vardı. Bozkırları seven bağırtlan kuşuydu bu. Baktım durdum kuşun ardından. Sonra oturdum, İsmet Paşa’ya şu mektubu yazdım.

★★★

“Sevgili Paşam!..

Cumhuriyet’in ilk Başbakanı olarak seni düşünüyorum.

Dur, hiç itiraz etme! Niye seni seçtiğimi şimdi anlayacaksın.

Bizi yine büyük bir savaş bekliyor.

Durumumuzun bir bölümünü Cephe Komutanı ve Lozan Baş Delegesi olarak elbette biliyorsun.

Büyük devletlerin bu sefil duruma bakarak, kısa zamanda pes edeceğimizi sandıklarını, Lozan dönüşü sen bize anlattın.

Ben sana şimdi bildiğinden daha da acıklı olan genel durumu özetleyeceğim.

★★★

Bize; geri, borçlu ve hastalıklı bir vatan miras kaldı.

Yoksul bir köylü devletiyiz.

Dört mevsim kullanılabilir karayollarımız yok denecek kadar az. 4.000 kilometre kadar demiryolu var. Bir metresi bile bizim değil! Üstelik yetersiz. Ülkenin kuzeyini güneyine, batısını doğusuna bağlamamız, vatanın bütünlüğünü sağlamamız şart.

Denizciliğimiz acınacak durumda.

★★★

Köylümüzü topraklandırmalı, ihtiyacı olana bir çift öküz ile bir saban vererek çiftçi yapmalıyız.

Doğudaki aşiret, bey, ağa, şeyh düzeni Cumhuriyet ile de, insanlıkla da bağdaşmaz.

Bu durumu düzeltmeli, halkı kurtarmalıyız. Her yerde tefeciler halkı eziyor.

Güya tarım ülkesiyiz ama ekmeklik unumuzun çoğunu dışarıdan getirtiyoruz.

Sığır vebası hayvancılığımızı öldürüyor.

★★★

Doktor sayımız........

© Sözcü