menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Uzaklardan gelen bu sese kulak verelim

288 62
23.07.2025

“Bu yazı, hiçbir siyasi partiye, görüşe, etnik gruba ya da inanca karşı değildir. Amacı ayrıştırmak değil, birleştirmektir. Kimliğimi inkâr etmeden, kardeşliği zedelemeden konuşma hakkımı kullanıyorum. Lütfen bu satırları bağlamından koparıp farklı anlamlara çekmeyin. Bu yazı ne bir polemik ne de bir propaganda metnidir. Sadece vicdanımdan ve yaşanmışlığımdan doğan bir duruşumdur.”

Bu yazı, Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu’nun önceki Başkanı Atilla Pak’tan geldi. Bülent Ecevit döneminin bakanlarından, yakın dostu Hasan Gemici de, kimliğimizin, inancımızın tartışıldığı, konuşulduğu şu günlerde arkadaşının yazısını bana gönderdi. Atilla Pak’ın önemli mesajlar içeren yazısını okuyalım:

KİMLİK DİL İLE DEĞİL, VİCDANLA TAŞINIR

Kimliğimde var olan adım Atilla, kardeşliklerle büyüdüm. Ben Mardinliyim. Ama bu öyle sadece bir şehir adı değil, bir tarihin, bir medeniyetin, bir insanlık anlayışının izidir Mardin. Bizim kökümüz, Mezopotamya’nın kadim kenti Dara’dan gelir. O Dara ki, 5000 yıllık geçmişiyle zamanın bile unutmaktan çekindiği bir şehir. Ama ailem yaklaşık 170 yıldır Midyat’ta yaşar. Orada büyür, orada dua eder, orada toprağa basarız.

Benim annem Arapça konuşur. Ama o yalnızca Arapça değil, Kürtçe ve Süryanice de bilir. Babam da öyle Kürtçe, Arapça ve Süryanicede konuşur. Ama ne annem, ne babam hiçbir zaman çıkıp da ‘Biz Arabız’, ‘Biz şuyuz’ demedi. Çünkü bizim evde kimlik dil ile değil, vicdan ile taşınırdı.

Bizim evde dil, ayrım için değil, yakınlaşmak içindi. Komşularımız, dostlarımız, akrabalarımız, mahallemiz Kürt’tü, Süryani’ydi, Arap’tı. Ama biz hep birlikte yaşadık. Aynı çeşmeden su içtik, aynı ocakta yemek pişirdik. Farklı dillerde konuştuk ama aynı sofrada yedik.

O EVDE DOĞANLAR

Bugün biri çıkıp bana diyor ki, ‘Türk’ deme, ‘Türkiyeli’ de. Benim kalbim sıkışıyor. Çünkü bu sadece bir kelime değil,........

© Sözcü