O mağarada yaşananları yaşayandan dinledim
Rehine kurtarma operasyonları kolay değil. Bölücü terör örgütü PKK’nın kaçırdığı asker ve polislerimiz, örgütün güneş görmeyen cezaevi olarak kullandığı mağarada tam altı yıl tutuldu. Pençe-Kilit Harekat Bölgesinde Gara’da 10 Şubat 2021’de kurtarma operasyonu düzenlendi. Ancak hainler, 12 polisimiz ve askerimizin kafalarına kurşun sıkıp şehit etti. O gün Gara’da yaşananları “Cehennemi Yaşadım” kitabımda yazdım. Olaydan bir yıl sonra Avaşin bölgesinde teröristlerle girişilen çatışmada Piyade Üsteğmen Nuri Melih Bozkurt şehit edildi. Teröristlerin önemli bir bölümü etkisiz hale getirildi ama şehidimizin naaşına o günden bu yana ulaşılamadı.
Aradan üç yıl daha geçti. Şehit Bozkurt’un naaşı bu kez terör örgütünün bir dönem hastane olarak kullandığı 852 rakımlı tepedeki mağarada aranmaya başlandı. Oysa aynı mağara kahraman askerimizin operasyonları sonucu PKK’lılar tarafından boşaltılmıştı. Orada arama yapılmış, mağara kullanılmaz hale getirilmiş, giriş-çıkışı kapatılmıştı. Güvenlik güçlerine, şehit Üsteğmenin naaşının daha önce aranan mağarada olduğu istihbaratı ulaştı. Nitekim, arama tarama sırasında istihbaratçı olduğu bakanlık tarafından açıklanan bir subay bulunduğu da belirtildi. Yapılan ihbar nedeniyle mağarada şehidimiz aranacaktı. Asker, şehidini unutmaz, aradan iki-üç yıl geçse de cesedini aramayı, ondan geriye kalanlara ulaşmaya çalışır. Bu da askerimizin ayrı bir hasletidir. Silah arkadaşlığı da bunu gerektirir.
PKK İTİRAFÇISI KADIN
Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreterliği, dün yeniden açıklama yapma gereği duydu. Açıklamadaki en çarpıcı bölüm, “12 askerimizin şehit olduğu bu olay istisnai, öngörülemez ve olağandışı bir durum olarak gelişmiş, istenmeyen ve hepimizi derinden yaralayan bir şekilde sonuçlanmıştır” cümlesiydi.
O istisnai, öngörülemeyen, olağandışı olayın ne olduğunu araştırdım. Bir askerin devre arkadaşına........
© Sözcü
