menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Buğra Bey, cezaevi koşullarını yazdı

146 39
16.10.2025

“Ergenekon” ve “Balyoz”, soruşturma ve davalarının devlet içindeki Fethullahçı yapı tarafından yürütüldüğünü, sahte belgeler üretildiğini bilmeyen yoktu. Bu ülkenin Genelkurmay Başkanı Kuvvet Komutanlığı, ordu komutanlığı yapmış isimleri ya evlerinden ya da makamlarından alıp cezaevine koydular. Bilim insanları Prof. Dr. Mehmet Haberal, rektör Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu ve daha niceleri cezaevinde tutuldu. Sonuç; “Bu davalar kumpasmış, FETÖ’cülerin oyunuymuş” denilip beraatle sonuçlandırıldı.

Günümüzde de devam eden, özellikle belediye başkanları ve bağlı şirketlerinin yöneticileriyle ilgili yürütülen bazı soruşturmalara kuşkuyla bakılıyor. İddianamelerin ortaya çıkmaması, yargılamanın gecikmesi de gündemden düşmüyor. Cezaevinde bulunan isimlerden birisi de İzmir Büyükşehir’de, İstanbul Büyükşehir’de önemli görevlerde bulunan son olarak İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Doç. Dr. Buğra Gökce’nin mektubunu okuyoruz:

CEZAEVİ MEKTUBU

7 ay oldu Marmara (Silivri) cezaevinde tek başına hücrelerde, haftada bir kez spora bile tek başına çıkabildiğimiz ağır bir tecrit yaşıyoruz. Avukat ve milletvekili ziyaretleri olmasa, ‘insan sohbetlerinin’ yasak olduğu bir koşulda tecritteyiz adeta. Müebbet hapse mahkûmlara benzer koşullarda iddianamesi bile olmadan neyle suçlandığımızı dahi bilmeden özgürlüklerimizden, hayattan, ailelerimizden mahrum bırakılıyoruz. Hüküm giymeden peşinen bir şekilde cezalandırılmış gibiyiz. ‘Yargısız infaz’ desem yeridir.

Tüm bunlar bu ülkeye, bu eşsiz ve yalnız ülkeye, bayrağımıza, Türkiye’mize halkımıza olan inanç ve bağlılığımıza zerre zarar veremiyor, veremeyecek. Bizler bu karanlığın biteceğine, aydınlık günlere birlikte çıkacağımıza canı gönülden inanıyoruz. Bunun için bedel ödemek mi dersiniz, kampa alındınız mı........

© Sözcü